"يجب أن لا" - Traduction Arabe en Turc

    • asla
        
    • olmamalı
        
    • gerek yok
        
    • gereken
        
    • etmemeliydin
        
    • vermemeliydim
        
    • unutmamalıyız ki
        
    Birinci bileşen hayvanlarda hareketi kolaylaştıran biyomekaniği kapsayan bedendir ve bu asla küçümsenmemelidir. TED المكون الأول هو الجسد فقط، وفي الحقيقة يجب أن لا نستهين بالمدى الذي بسطت فيه الكيمياء الحيوية الحركة في الحيوانات.
    İşte ona sırtımızı dönersek, asla ve asla merhamet göremeyiz. Open Subtitles وإذا قد هجرناه ، يجب أن لا نتوقع منه أي رحمة
    Küçük işletmeler, çalışma süresi veya girişimciler için istisnalar olmamalı. TED يجب أن لا يوجد أي استثناءات للشركات الصغيرة، ومدة العمل أو حتى لرواد الأعمال.
    Bir kadın bile topallıyorken ve kanaması varken işe gitmek zorunda olmamalı. TED يجب أن لا تعود ولا إمرأة واحدة إلى العمل بينما هي تعرج وتنزف.
    Ama herifin bu kadar gürültülü bir öküz olmasına da gerek yok. Open Subtitles لكن يجب أن لا يأخد الأمر بشكل صاخب و حقير
    anne, baba ve çocuktan oluşan bir aile idi. Şimdi Orta Doğulu bir erkek olarak, Amerika da uçağın içindeyken kesinlikle söylememem gereken şeyler olduğunu biliyorum, değil mi? TED يتحدثون عن المقاعد. الآن , كرجل شرق أوسطي , أنا أعلم أن هناك بعض الأمور التي يجب أن لا أتحدث عنها في طائرة في أمريكا , أليس كذلك ؟
    Bu gencecik kızı kuruntularına alet etmemeliydin. Open Subtitles لا يجب أن لا تُورّط فتاة شابة في مغالطاتك الوهمية
    Onun bu kadar uyumasına izin vermemeliydim, ama ihtiyacı vardı. Open Subtitles كان يجب أن لا أتركها تنام كل هذه المدة ولكنها كانت بحاجة لذلك
    Steven ve Diane'e kızı bize göndermelerine asla izin vermemeliydim. Open Subtitles كا يجب أن لا أدع ستيفن وديانا يرسلوها لنا
    Bu, asla unutmaman gereken bir şey. Sen bir insan değilsin. Sen hiçsin. Open Subtitles يجب أن لا تنسي . أنتِ لست شخصاً، أنتِ نكرة
    Esha, asla tanımadığın insanlardan içki içmemelisin. Open Subtitles إيشا، يجب أن لا تقبلي شراباً من ولد لا تعرفينه
    Gündemimiz mültecilerin ülkemize gelmesini nasıl engelleyeceğimiz olmamalı. TED يجب أن لا يكون الحل منع اللاجئين من القدوم إلى بلداننا.
    Bu dünyada, sahip olduğumuz refahla hiç aç çocuk olmamalı. TED يجب أن لا يكون هناك أطفال جياع في هذا العالم مع هذه الثروات الغنية التي نمتلكها.
    Ancak demokrasi, yalnızca seçkinlerin oy sandığında yarıştığı bir şey olmamalı. TED ولكن يجب أن لا تكون الديمقراطية حول تنافس النخبة فقط في صناديق الاقتراع.
    Benim yerim dükkan, şey... sahibinin bilmesine gerek yok. Open Subtitles أنا أنتمي للمحل ، ولكن المسن يجب أن لا يعلم بذلك.
    - Cumartesi... Tamam. Sanırım garip olmasına gerek yok. Open Subtitles السبت ,حسنا أعتقد أن ذلك يجب أن لا يكون غريبا
    O zaman mutsuz olmana gerek yok. Open Subtitles إذن يجب أن لا يكون لديك أي سبب لتكون غير سعيد
    Çantayı görmemesi gereken iki adam mı var? Open Subtitles قد يكون هناك رجلين بالخارج يجب أن لا يرون الحقيبة؟
    Bu yüzden, söylenmemesi gereken şeyleri mühürlüyorum kendi kendimin lahtinde. Open Subtitles لذلك ، أنا صادرت هذا الكلام الذي يجب أن لا يُقال . . ليدفن معي في القبر
    Korkaklık etmemeliydin. Şu gözleri büyümüş at, yarışı dört ayak önde kazandı. Open Subtitles يجب أن لا ترتاعي لقد ربح (والس) ب4 أطوال
    Biz -- 7 milyar kişinin hepsi -- unutmamalıyız ki, hepimiz biyolojik türleriz, her zaman özel bir dünyaya ihtiyaç duyarız. TED نحن... سبعة مليارات فرد... يجب أن لا ننسى أبدًا أننا أصناف بيولوجية مقيّدة إلى أبد الدهر بهذا العالم البيولوجي الخاص،

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus