"يجب علينا فعل" - Traduction Arabe en Turc

    • yapmak zorunda
        
    • yapmak zorundayız
        
    • yapmamız lazım
        
    • yapmamız gerek
        
    • yapmamız gerekiyor
        
    • yapmamız gerekmiyor
        
    • yapmalıyız
        
    Sizin için hiçbirşey yapmak zorunda değiliz. Open Subtitles واو واو واو لا يجب علينا فعل شيئاً من اجلك
    Hayır, hayır, izin vermek zorunda değiliz. Yasal olarak 18 yaşına kadar ne dersek onu yapmak zorunda. Open Subtitles لا، لا، لا يجب علينا فعل ذلك، لا، قانونياً يجب عليها أن تفعل ما نقوله حتى تبلغ الثامنة عشر
    Çünkü yapmak zorundayız. Birlikte olursak... Open Subtitles يجب علينا فعل ذلك إن كنا نريد أن نكون معاً،
    En iyi gününde olduğu söylenemez. Bunu yarından önce kesin yapmamız lazım. Ne desem bilmiyorum. Open Subtitles نوعاً ما يمر بيوم صعب لكن يجب علينا فعل هذا قبل الغد لا أدري ماذا أقول لك
    Bunları bilmek yeterli mi yoksa bir şey falan mı yapmamız gerek? Open Subtitles اذا ، معرفه كل هذا كافي او يجب علينا فعل شيء ما
    Bunun için bir şey yapmamız gerekiyor. Adamın bütün hayatı o aptal kedi oldu. Open Subtitles يجب علينا فعل شيء حيال هذا حياته تدور بالكامل على ذلك القط الغبي
    Bunu yapmamız gerekmiyor. - Fikir senindi. Open Subtitles لا أظن بأنه يجب علينا فعل ذلك - لقد كانت فكرتك -
    Sally, ... Bazen istemediğimiz şeyler yapmak zorunda kalırız. Open Subtitles أحياناً يجب علينا فعل أمور لا نريد عملها
    Eski vakanı açık kalmasını kabul edebilirsen bunu yapmak zorunda kalmayız. Open Subtitles لن أدعه لن يجب علينا فعل هذا إن كنت تستطيع إكمال حياتك وهذه القضية القديمة ما تزال مفتوحة.
    Tamam, peki, bu sevgili şeyini yapmak zorunda değiliz. Open Subtitles حسناً, حسناً, إذاً لا يجب علينا فعل عمل الأزواج هذا.
    Peki, bak, biz herhangi bir şey yapmak zorunda değiliz. Her şey yolunda. Open Subtitles حسنا ,أنصتي ,لا يجب علينا فعل شيء لا بأس
    Bunu yine yapmak zorunda mıyız? Hep aynı konular! Open Subtitles هل يجب علينا فعل هذا مرة أخرى ؟
    Bunu yapmak zorundayız kardeşim. yapmak zorundayız. Open Subtitles يجب علينا فعل ذلك أخى . يجب علينا فعل ذلك
    yapmalıyız, yapmak zorundayız. TED يجب علينا فعل ذلك، ينبغي علينا.
    - Bunu yapmak zorundayız. - Tamam, tamam. Evet, haklısın. Open Subtitles يجب علينا فعل ذلك - حسنا ,انت على حق -
    Ballar enfekte olmuş, bir şey yapmamız lazım. Open Subtitles في النحل في عسله الملوث يجب علينا فعل شيء
    Walter'ın kapsülü atmosferden hızla düşüyor yani bunu hemen yapmamız lazım. Open Subtitles كبسولة والتر تهبط عموديا ناحية الخلاف الجوي لذا يجب علينا فعل هذا الآن كم تزن؟
    O yüzden şimdi bunu yapmamız lazım. Open Subtitles لهذا السبب يجب علينا فعل هذا الآن
    Belki de yapmamız gerek. Open Subtitles ربّما يجب علينا فعل ذلك.
    Sophie ve Mackenzie sakat bir çocuğu tuvalete kilitlemiş ve bunun için bir şeyler yapmamız gerek. Open Subtitles (صوفي) و (ميكنزي) حبسا ولد مقعد في الحمام ونحن يجب علينا فعل شيء حيال ذلك
    Fakat biliyorsunuz hâlâ bu yabani otlar hakkında bir şeyler yapmamız gerekiyor. Open Subtitles مازال يجب علينا فعل شيء حِيال هذه الحشائش.
    Hayatta kalmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Open Subtitles وأنه يجب علينا فعل مايقتضيه الأمر مهما يكن مانحتاجه لنبقي أحياءاً
    Hiç bir şey yapmamız gerekmiyor, tamam mı? Open Subtitles لا يجب علينا فعل أي شيء ، حسناً
    Pekâla, eğer seninle birlikte görüneceksem şu görünüşün için bir şey yapmalıyız. Open Subtitles حسناً.. إذا كانوا سيشاهدوني معك يجب علينا فعل شيء حول هذا المظهر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus