Patrice ve Patee saatlerdir dışardalar fakat hiçbir şey bulamadılar. | TED | أمضى باريس وباتي ساعات في الخارج ولكن لم يجدوا شيئاً. |
Hiçbir şey bulamadılar, zaten, orada da hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | كلا، لا شيء. لم يجدوا شيئاً لأنه لم يكن هناك شيء |
Tüm gün boyunca aradılar. Millerce yürüdüler ama hiçbir şey bulamadılar. | Open Subtitles | ذهبوا يوما كاملا, مشوا أميالا ولم يجدوا شيئاً |
Anlıyorum, ama bir şey bulamayacaklar. | Open Subtitles | أفهمك، و لكنهم لن يجدوا شيئاً. |
Hiçbir şey bulamayacaklar. | Open Subtitles | لن يجدوا شيئاً. |
Herhangi bir şey bulamazlar, değil mi? | Open Subtitles | أنني أتعاطى المخدرات أو عاهرة و لهذا أصبت بنقص المناعة لن يجدوا شيئاً على الأرجح صحيح؟ |
Lâkin doktorlar da bir şey bulamadı. Üşütmesi dahi yokmuş. | Open Subtitles | .ولكن الأطباء لم يجدوا شيئاً .ولا حتيِ الزُكام |
9 ay önce Almanlar, Yahudi sakladığım gerekçesiyle evimi aramış ve hiçbir şey bulamamışlardı. | Open Subtitles | الألمان فتّشوا بيتي قبل تسعة أشهر بحثاً عن اليهود، فلم يجدوا شيئاً |
Polisler oraya gitmiş, bir şey bulamamışlar. | Open Subtitles | بلاغ إطلاق نار قرب منطقته إستجاب الضباط .. ولم يجدوا شيئاً |
Kurtarma ekibi bütün çiftliği incelediler, ama bir şey bulamadılar. | Open Subtitles | مسحت فرق الإنقاذ المزرعة ولم يجدوا شيئاً |
Papa, Tarikatın hazinesine el koymak için, askerler gönderdi, ama hiçbir şey bulamadılar. | Open Subtitles | أرسل البابا الجيوش .. لتبحث له عن كنز الفرسان لكنه لم يجدوا شيئاً .. |
Güzellik salonunun bodrumunda olacağını umuyordum, ama ajanlarım hiçbir şey bulamadılar. | Open Subtitles | كنت أمل أن تكون في قبو صالون التجميل و لكن العملاء لم يجدوا شيئاً |
Ve de senin evine geldiler, hiçbir şey bulamadılar ve anneni rehine olarak mı aldılar? | Open Subtitles | لذلك، إقتحموا منزلك ولم يجدوا شيئاً لذا إختطفوا والدتك كضمانة؟ |
Almanlar Yahudileri sakladığımı düşünerek dokuz ay önce evimi aradılar ve bir şey bulamadılar. | Open Subtitles | الألمان فتّشوا بيتي قبل تسعة أشهر بحثاً عن اليهود، فلم يجدوا شيئاً |
"Tabii ki bir şey bulamadılar." | Open Subtitles | لم يجدوا شيئاً ، ربت على كتفى وقال : |
O zaman hiçbir şey bulamayacaklar. | Open Subtitles | و عندها لنْ يجدوا شيئاً |
Hayır, hiçbir şey bulamayacaklar. | Open Subtitles | لا، لن يجدوا شيئاً" |
Bir şey bulamayacaklar, efendim. | Open Subtitles | -لن يجدوا شيئاً يا سيّدي |
Herhangi bir şey bulamazlar, değil mi? | Open Subtitles | لن يجدوا شيئاً على الأرجح صحيح؟ |
Hiçbir şey bulamazlar. | Open Subtitles | لن يجدوا شيئاً. |
Polis her yeri aradı ama bir şey bulamadı. Adam temiz. Belki de biri adamı öldürmeye çalışıyordu, kadını değil. | Open Subtitles | و قد قامت الشرطة المحلية بتفتيش كل بوصة بهذا المكان و لم يجدوا شيئاً , إنه بريء - ربما كان أحدهم يحاول قتله و ليس قتلها - |
Doktorlar da bir şey bulamadı. | Open Subtitles | الأطباء لم يجدوا شيئاً. |
Bir şey bulamamışlardı. Ben de bir daha arattırdım. | Open Subtitles | لم يجدوا شيئاً , لذا جعلتهم يفتّشوها ثانيةً |
bir şey bulamamışlar. | Open Subtitles | لكنهم لم يجدوا شيئاً معه |