"يجدى" - Traduction Arabe en Turc

    • yaramaz
        
    • yaramayacak
        
    • yetmez
        
    • faydası
        
    • yaramadı
        
    • yürümüyor
        
    • İşe
        
    Başka birini düşünüyorsan, bunu yapma. Bir işe yaramaz. Open Subtitles إذا كنت تفكر فى احدآ اخر لا تفعل فهذا لن يجدى نفعآ
    O kaset artık bir işe yaramaz. Artık çok geç. Open Subtitles هذا الشريط لم يعد يجدى لقد تأخر الوقت كثيرا
    Hayal kırıklığın için üzgünüm, bu da işe yaramayacak. Open Subtitles , حسناً آسف لخَيبة أملك، ذلك لَنْ يجدى نفعاً أيضاً
    İstediğini dene robot, işe yaramayacak. Open Subtitles حاول كل شىء أيها الألى هذا لن يجدى
    Mahkemede önsezi yetmez. Sağlam gerçekler nerede? Open Subtitles الحدس لا يجدى فى المحكمة, أين الأدلة ؟
    O demirleri çıkarmaya çalışmanın bir faydası olmayacağını söyledim. Open Subtitles بالطبع تدرك أنه لن يجدى نفعا اخراج الحواجز من النوافذ
    İşe yaramadı ve babandan şüphelenmeye başladım. Open Subtitles ولكن, هذا لم يجدى وبدأت اشك فى والدك
    İyi değil artık, Lise. yürümüyor. Open Subtitles هذا غير جيد يا ليسا إنه لن يجدى نفعاً
    Öleli birkaç saat olmadığı sürece işe yaramaz. Open Subtitles هذا لا يجدى نفعاً , إذا كنت ميت منذ بضعة ساعات
    İyi bir teknik ama iki kere işe yaramaz. Open Subtitles انه اسلوب جيد, ولكنه لن يجدى مرتين
    İşe yaramaz. Tıka basa doldurmuşsunuz. Open Subtitles لن يجدى ذلك الصندوق ممتلئ على آخره
    İşe yaramaz. Olağanüstü bir akıla sahibim. Open Subtitles لن يجدى هذا فعندى عقل كبير للغايه
    Bir işe yaramayacak John. Yalnızca kendini küçük düşürüyorsun. Open Subtitles " هذا لن يجدى نفعاً يا " جون أنت تذل نفسك فحسب
    Bu kesinlikle bir şeye yaramayacak. Open Subtitles هذا لَنْ يجدى مطلقاً
    - Gerçekle yüzleşelim. İşe yaramayacak. - İşte bu. Open Subtitles دعنا نواجه هذا فهو لن يجدى
    İyi iş çıkmış burada. Tamir yetmez buna. Değişmeleri lazım. Open Subtitles لن يجدى الاصلاح فى هذة تحتاج لتغيير
    İyi iş çıkmış burada. Tamir yetmez buna. Değişmeleri lazım. Open Subtitles لن يجدى الاصلاح فى هذة تحتاج لتغيير
    Şekerin bir faydası olmaz, zaten çok tatlılar. Open Subtitles السكر لن يجدى فهم بالفعل حلوين جداً
    faydası yok, sevgilim. Open Subtitles هذا لن يجدى تماماً، يا عزيزتى
    Sanırım psikolojik taktiğimiz işe yaramadı kaptan. Open Subtitles لا اعتقد أن علم النفس يجدى هنا يا كابتن
    Birlikte yürümüyor. Open Subtitles إنه لا يجدى معنا
    Yedi yaşımda bile bunun işe yaramayacağını biliyordum. TED حتى عقلي الذي لم يتجاوز سبع سنوات يفهم أن هذا لن يجدى نفعاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus