"يجدي نفعاً" - Traduction Arabe en Turc

    • işe yaramıyor
        
    • işe yarıyor
        
    • işe yaramaz
        
    • işe yaramayacak
        
    • İşe
        
    • işe yaramadı
        
    • yararı
        
    • faydası
        
    • işe yarar
        
    • işe yarayabilir
        
    • yardımı
        
    • yardımcı
        
    • faydasız
        
    • işe yaramazsa
        
    Ne olacağını düşündüğümü bilmiyorum ama hepimiz hemfikiriz ki bu işe yaramıyor, çok fazla çaba ve zaman gerektiriyor. Open Subtitles لا ادري ماذا ظننت عن لكنني اظن إننا نتفق إن هذا لا يجدي نفعاً لذا نحن متعادلين
    Benim düşündüğüm şey, her ne yapmaya hazırlanıyorsan, anlaşılan işe yarıyor ve bunu oğlumun bilmesi gerek. Open Subtitles ما أظنه هو أن أياً كان ما تفعله يبدو أنه يجدي نفعاً و على ابني أن يعرف هذا المعذرة
    Loa'nın işbirliği olmadan cesetleri tuzlayıp yakmak bir işe yaramaz. Open Subtitles حرق وتمليح الجثث لن يجدي نفعاً بدون التعاون مع الألهة.
    Şarkını bana ver biraz ayarlama yapalım, benim şarkım olsun. Bu işe yaramayacak. Open Subtitles دعني ان اخذ اغنيتك و اعيد انتاجها لكي تصبح لي لا يجدي نفعاً
    Ama bu işe yaramazsa kaburgalarını açar ve havanın çıkmasını sağlarım. Open Subtitles إذا هذا لم يجدي نفعاً فسوف أجد طريقة لإدخال الهواء لرئتيه
    Şiddetli doku masajı işe yaramadı bu yüzden farklı yaklaşımlar denendi. Open Subtitles تدليك النسيج من العمق لن يجدي نفعاً, لذا أقتراحات أخرى جُرِبت..
    Dişi dirense de, bir yararı yoktur. Open Subtitles إنه يحاول المقاومة بشدة، لكن هذا لا يجدي نفعاً
    - Ben yanılmadım! - Bunun bir faydası yok. Open Subtitles لكنني لم أكن مخطئاً - هذا لا يجدي نفعاً -
    Bu akupunktur olayı işe yarar mı gerçekten? Open Subtitles هل تعتقد أن الوخز بالإبر قد يجدي نفعاً ؟
    Bu yöntem işe yaramıyor. Bu noktada başka bir şey bulmamız gerekir. Open Subtitles حسناً , الملقاط لن يجدي نفعاً الآن , أنا مستعد لتجربة ايّ شئ
    Laf sokarak beni ayartmaya çalışmaktan vazgeç. İşe yaramıyor. Open Subtitles توقفي عن التقرب مني بأن تكوني لئيمة تجاهي , هذا لا يجدي نفعاً
    Senin için işe yaradığına sevindim ama bende pek işe yaramıyor. Open Subtitles انا سعيد بأن هذا يجدي نفعاً معك ولكن لا يبدو ان الأمر يجدي معي
    Mendil işe yarıyor. Open Subtitles المنديل يجدي نفعاً و نحن نتفوّق على '' سيهوك '' 20
    Yavaş da olsa işe yarıyor. Open Subtitles تتداوى الجروح ببطيء شديد ولكنه يجدي نفعاً
    Bir hayat kurtarmaya çalışıyoruz. Acele etmek işe yaramaz. Open Subtitles نحن نحاول إنقاذ حياة أحدهم التسرع بالأمور لن يجدي نفعاً
    - Buradan gitmeliyiz. - Korkarım ki bu bir işe yaramaz. Open Subtitles ـ يتوجب علينا الخروج من هُنا ـ أخشى أن هذا لن يجدي نفعاً
    Ama sonra da, bu yazmak iyidirden daha kötü, o yüzden de işe yaramayacak. TED بعد ذلك قلت لنفسي هذا أسوء بكثير من دافعي القوي للكتابة و لن يجدي نفعاً.
    Aramak bir işe yaramayacak zaten onlar sihirli değil. Open Subtitles تعلمين البحث عنهم لن يجدي نفعاً عليهم بكل الأحوال . لأنهم ليسوا سحريين
    Dur bir dakika. Tuzak işe yaramadı, ve anahtarı geri mi istiyorsun? Open Subtitles مهلاً، هل الفخ لم يجدي نفعاً وأنت تريد إستعادة المفتاح؟
    Hayır, belki olmayacaksın ama olsan bile, sana bir yararı olmaz. Open Subtitles ربما تصبح. لكن حتى أن حاولت فعل ذلك، فإنه لن يجدي نفعاً معك.
    Etrafı tekmeleyip çığlık atmanın bir faydası yok. Open Subtitles لكن الرفس و الصراخ لن يجدي نفعاً
    İşe yarar. Seyahatinizin keyfini çıkarın bayım. Open Subtitles .هذا يُمكن أن يجدي نفعاً .أتمنى لك رحلةً ممتعة، سيدي
    Terapi üzerinde işe yarayabilir yani. Open Subtitles إن العالج النفسي قد يجدي نفعاً معك بنهاية المطاف.
    - Bilmiyorum, belki de polisi aramalıyız? - Hayır, onların yardımı olmaz. Open Subtitles لا أعلم , ربما يجدر بنا الاتصال بالشرطـة - لا , هذا لن يجدي نفعاً -
    bu tam olarak yardımcı olmuyor bana. Open Subtitles ولكن الأمر لا يجدي نفعاً , في حين أنني في كل رشفة
    Bağırman faydasız. Sesini duyuramazsın. Open Subtitles الصراخ لا يجدي نفعاً لا يمكن لأحد أن يسمعك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus