"يجعلهم" - Traduction Arabe en Turc

    • yapar
        
    • yapan
        
    • onları
        
    • yapıyor
        
    • onlara
        
    • sağlar
        
    • yüzden
        
    • sağlıyor
        
    • kılan
        
    • yapmaz
        
    • sağlayan
        
    • hale
        
    • Onların
        
    Ve zeka onları insan yapmaz ama insancıl yapar. Open Subtitles لكن الذكاء لن يجعلهم بشراً, بل يجعلهم أنسانيين
    onları insan yapan şeyleri bulmaya çalışırsın, terörist yapan şeyleri değil. Open Subtitles كنتَ تحاول العثور على ما يجعلهم بشر، لا ما يجعلهم إرهابين.
    Bak, jüri onları Columbo gibi hissettiren tüm bu şeyleri sever. Open Subtitles انظر ، كل ذلك الحب المحلفين ، يجعلهم يشعرون مثل كولومبو.
    Bu karmaşıklığı makinelere aktarmak bu işi günümüzün çığır açan projeleri yapıyor. TED وترجمة هذا التعقيد للآلات هو ما يجعلهم القفزة النوعية للعصر الحديث.
    Bazen insanlar onlara geceyi atlatacak şeyi yapmak zorunda kalırlar. Open Subtitles حسناً، الناس أحيانا يقومون بعمل كل ما يجعلهم ينامون الليل
    Bir kafese ihtiyacın olacak... bu kendisini güvende hissetmesini sağlar. Open Subtitles إنّك بحاجة لقفص .. إنه يجعلهم يشعرون بأمان. لدي شيء بوسعك إستعارته مني.
    Bizden farklılar ve bu yüzden bizim gibi onlar da korkuyor. Open Subtitles أنهم مختلفون عنا, وهذا يجعلهم يخافون منا كما نحن نخاف منهم.
    Birileri masum insanlar üzerinde deneyler yaparak yapılamayacak şeyler yapmalarını sağlıyor. Open Subtitles أحدهم يقوم بالتجارب على الابرياء يجعلهم يقومون بأمرو لايجي عليهم فعلها
    Köyün sahiplerinin onları yenilmez kılan bir iksirleri olduğu söyleniyor. Open Subtitles بفضل الشراب السحري الذي يجعلهم لا يقهرون
    Adrenalin salgıları artar, bu onları çok güçlü ve tamamen korkusuz yapar. Open Subtitles إنهم يصبحون بلا مشاعر مما يجعلهم أقوياء جداً ولا يشعرون بالخوف
    Masumiyetleri ve pürüzsüz ciltleri onları hedefleri yapar. Open Subtitles برائتهم و ومظهرهم الناعم يجعلهم مستهدفين.
    Ama bazen onları eşsiz yapan şeyleri ellerinden almıyor muyuz? Open Subtitles لكن ربما أحيانا نكون قد جردناهم مم الذي يجعلهم بديعين..
    Ve onları değerli yapan şeyse çoktan sınırlarımız içinde olmaları. Open Subtitles و الذي يجعلهم أكثر قيمة هي انهم داخل حدود البلد
    - Kötü niyetli olmadığınızı biliyorum, ama yaptığınız bir şey onları hasta ediyor. Open Subtitles سيدة والكر، أنا أعرف بأنك تريدين الخير لعائلتك ولكنك تفعلين شيئاً يجعلهم مرضى
    Bu kardeşçe bağ onları bir aile gibi yapıyor. TED ترابط الأخ أو الأخت الذي يجعلهم كعائلة.
    Bu da onları grupta oldukça popüler yapıyor, çünkü grubun en düşük kıdemli üyeleri için güvence sağlıyorlar. TED وهذا ما يجعلهم محبوبين جداً في الجماعة. لأنهم يوفرون الأمن للأعضاء ذوي الترتيب المتدني في الجماعة.
    Bu, Bronx kasaba başkanında çektiğim bir fotoğraf- hapishanede değil evinde çocuklarıma hitap ederken. onlara bu işin bir parçası olduklarını hissettirirken. TED هذه صورة أخذتها لرئيس حي برونكس، يخاطب طلابي في منزله، وليس في السجن. يجعلهم يشعرون بأنهم جزء منه.
    - Güzel, burs iptal olursa seçmenleriyle yüzleşeceklerini bilmek tekrar düşünmelerini sağlar. Open Subtitles هذا قد يجعلهم يفكروا مرتين مع العلم بأنه يجب عليهم مواجهة ناخبيهم إذا تركوا المنحة تنتهي
    Bu yüzden, umursamadan hayatlarını yaşarlar. Open Subtitles و السخرية فى ذلك أن الجهل ..يجعلهم يعيشون حياتهم ،يجعلهم يمشون نياما غير مدركين
    Bu Onların farklı insanlar olmadığı konusunda rahatlamalarını sağlıyor. Open Subtitles هذا يجعلهم يشعرون براحة انهم ليسوا مختلفين عن الاخرين
    Ancak on iki saat sonra onlarla bizi çok farklı kılan birşeye şahit oluyoruz. Open Subtitles في وقت لاحق بعد مضي 12 ساعة يمكننا أن نرى الشيء الوحيد الذي يجعلهم ويجعلنا مختلفين جدا
    Yani daha hızlı, daha iyi, daha ucuz olmalarını sağlayan bir molekülleri var. Open Subtitles يعني أن لديهم جزيء يجعلهم أسرع وأفضل وأرخص حسناً، لماذا لا يحصل الجميع
    Araştırma, çalışanlara işlerinde daha fazla denetimin verilmesinin onları daha mutlu ve daha üretken hale getirdiğini gösteriyor. TED وقد أظهرت الأبحاث أن إعطاء الموظفين المزيد من السيطرة خلال عملهم يجعلهم أكثر سعادة وأكثر إنتاجية.
    eğer bayrakları yakan insan sayısını düşürmek istersek, bu, Onların neyi bunu yapmaya zorladığını anlamaya yardımcı olur. TED إذا كنت ترغب في خفض عدد الناس الذين يقومون بحرق الأعلام، أنها تساعد على فهم ما يجعلهم يفعلون ذلك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus