Bütün gün odasında oturup saç spreyi kokluyor. | Open Subtitles | إنه فقط يجلس في غرفته طوال اليوم و يتنشق رشاش الشعر. |
Buysa odasında oturup canavarlı çizgi roman çizmeyi seviyor. | Open Subtitles | أما هذا فهو من النوع الذي يجلس في غرفته ليرسم كتب الوحوش المصوّرة |
Eminim küçük odasında oturup karımı düşünerek mastürbasyon yapamayacağı için üzülüyordur. | Open Subtitles | أعتقد أنّه سوف يكون حزينا الآن لأنه لن يجلس في غرفته الصغيرة مع زوجتي |
Şimdi sadece odasında oturup bir şeyler çiziyor. | Open Subtitles | إنّه يجلس في غرفته ويرسم فحسب. |