Herifler olmayan bir topu yakalamaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | اللاعبيين يحاولن إمساك أشياء ليست موجوده |
Bizi bulmaya çalışıyorlar ve artık her yolu deniyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولن العثور علينا , و هم يرتادون المكر بهذا الصدد. |
Bu boşluğu daha fazla başarıyla doldurmaya çalışıyorlar, ama dolduramıyorlar. | Open Subtitles | يحاولن ملء ذلك الفراغ بالمزيد من النجاح ولكن يعجزن. |
Ve meraklı bir şekilde bu grupla buluşmaya gittim bulduğum şey, yaşamını idame ettirmeye çalışan 20 evlenmemiş anneydi. | TED | وكوني مفتونة قليلاً، ذهبت للقاء هذه المجموعة، وما وجدته كان 20 أم غير متزوجة اللاتي يحاولن البقاء على قيد الحياة. |
Birşeyler öğrenmeye çalışan her kadın gibi, bana öğrendiğinden fazlasını anlattı. | Open Subtitles | كما هو دائما مع النساء اللواتي يحاولن إكتشاف الأشياء، قالت أكثر من ما تعلمت. |
Az önce teröristlerin 104 nükleer çekirdeği de, silaha dönüştürmeye çalıştıklarını öğrendik. | Open Subtitles | ولقد علمنا أن الارهابيين يحاولن تحويل كل هذه المفاعلات إلى أسلحة |
Anlıyormuş gibi yapmaya çalışıyorlar ama boş boş bakıyorlar. | Open Subtitles | يحاولن التظاهر بأنهن يفهمن لكن أعينهن لا تعبير فيها |
Birisi yardım etsin! Kocalarımız bizden kurtulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | ليساعدنا أحد ما, أزواجنا يحاولن هجرنا, |
Şu an adamlarım reaktör düzenine baypas yapmaya çalışıyorlar fakat bu da işe yaramıyor. | Open Subtitles | الان رجالي يحاولن تجاوز عثرات المفاعل |
UNR bu iftira davasında ciddi mi, yoksa yalnızca gözünü korkutmaya mı çalışıyorlar? | Open Subtitles | إذاً، أمؤسّسة "ألتما" جادّة بشأن دعوى التشهير تلك، أم أنّهم يحاولن إثارة ذعركِ فحسب؟ |
Her zaman kibar olmaya çalışıyorlar gibi | Open Subtitles | هن يحاولن ان يكونا مؤدبات طوال الوقت |
Hayır, senin hayatını kurtarmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | لا إنهم يحاولن أن ينقذوا حياتك |
Onu kurtarmaya çalışıyorlar galiba. | Open Subtitles | أضن بأنهم يحاولن إنقاذه. |
Beni korkutmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يحاولن أن يخيفونني |
Aklımı başıma getirmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | يحاولن أبقائى مخدرة |
Sadece bizi korkutmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولن إخافتنا فقط |
Seni mutlu etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهن يحاولن امتاعك. |
Ama özde ikimizin de iyi birer insan ve erkek egemen cangılda ayakta kalmaya çalışan akıllı kadınlar olduğumuzu biliyorum. | Open Subtitles | لكن في الصميم أعتقد أننا أشخاص جيدون كلتا المرأتان اللواتي يحاولن النجاة |
Sizi öldürmeye çalışan adamların yanına mı götüreyim? | Open Subtitles | ترديني أن أخذك إلى الأشخاص الذين يحاولن قتلكم ؟ |
Lapov, bu silahı kaçmaya çalışan kızların üzerinde kullanırdı. | Open Subtitles | كان يستعمل هذا على الفتيات اللتي يحاولن الهرب |
Kendisi şu hep başka biri olmaya çalışan kızlardandı. | Open Subtitles | أجل أنها أحدى الفتيات الهاربات اللواتي يحاولن دوماً أن يكونن شخصاً مختلفاً |
Memur bey, ne saklamaya çalıştıklarını söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | أيها الضابط ، هل يمكنك أن تخبرنا بالذي كن يحاولن إخفائه؟ |