"يحبني" - Traduction Arabe en Turc

• seviyor
• sevdiğini
• sevmiyor
• Beni seven
• hoşlanmıyor
• sever
• bana aşık
• benim
• sevmesini
• sevdiği
• seviyordu
• sevmedi
• benden hoşlanıyor

Bana karşı çok iyi, beni seviyor, benim için hayatını değiştirdi.
كان جيدًا جدًا معي و يحبني و غيّر حياته من أجلي

Jamie birlikteyken küçük anlarda hissediyorum çünkü beni çok sert seviyor.
يمكنني الشعور به في بعض اللحظات مع جيمي لأنه يحبني بشدة

Soğuk biriydi, çıkarcıydı, beni sevdiğini hiç söylemedi, hatta hoşlanıyorum bile demedi.
لقد كان باردا كان محاسبا لم يخبرني بأنه يحبني أو معجب بي

Ama önemsemedim.. çünkü onu sevdim ve beni sevdiğini sandım
لكني تغاضيت عن هذا لأني أحببته و ظننت أنه يحبني

Kendi babam bile sevmiyor bunu. Anla artık. Cehenneme gideceğim.
حتى والدي لا يحبني واجهي الامر ، ساذهب الى الجحيم

Evet, gör yandaki Beni seven adam, ve benden çabuk bıkan, mm-hmm,
نعم ، انظر لرجل التالي الذي يحبني و يتركني بسرعة

Bill, o kadar çok seviyor ki düşünmesi bile kötü.
بيل ، هو يحبني كثيراً يؤلمني أن أفكر بذلك حتى

Dürüst olmak gerekirse Schmidt beni o kadar çok seviyor ki insan korkuyor.
والحقيقة هي ان شميدت يحبني كثيراً ولكي اكون معك صريحاً جيس ذلك يخيفني

♪ Evet! İsa beni seviyor, İncil'in dediğine göre... ♪
♪نعم ، المسيح يحبني ، كتابه المقدس أخبرني بذلك ♪

Mahcup bir çocuk, uzaktan seviyor bana da söyleyemiyor.
وهو يحبني كذلك، ولكن بخجل من بعيد دون أن ينطق بكلمة

Baban bana bu mücevherleri verdi, çünkü beni çok seviyor.
أبوكي أعطاني كل هذة المجوهرات لأنه يحبني كثيراً

onun yanında olamadığım zamanlarda bile seviyor.
لان اوسكار احبني وما زال يحبني بينما انت ما زلت مجرد احد فتيانه

Beni sevdiğini biliyorum ama bana ayak uyduramadığını da biliyorum.
اعرف انه يحبني لكن انا ايضا اعرف انه لايقدران يسايرني.

Ona kimi sevdiğini sormama gerek yok Ali çünkü beni sevdiğini biliyorum.
لست بحاجة إلى أن يسأله من يحب، علي، لأنني أعرف أنه يحبني.

Bir daha kesinlikle sahip olmayacağım şey, -asla- beni sevdiğini söyleyen biri tarafından kafama tutulmuş bir silah.
الشيء الذي لن يكون لدي مرة أخرى أبداً، هو مسدس محشو مصوب عند رأسي من شخص يقول أنه يحبني.

Bundan eminim. İşin doğrusu, beni hiç sevmiyor.
أنا متأكدة من ذلك، في الحقيقة هو لا يحبني مطلقاً.

Gecenin bir yarısı bir adamı yatağımdan attım dünyanın en iyi adamını, Beni seven adamı, ve ben onun kalmasına izin veremedim.
. . أنا طردت رجل من السرير في منتصف الليل , أروع رجل في العالم , و الذي يحبني و لا يمكنني أن ادعه

Sevimsiz bir rol. Seyirci benden hoşlanmıyor.
لن يتفهم الجمهور ذلك, علاوة على أنه لا يحبني

Ama ne tür bir belaya girersem gireyim beni sever.
لكنه يحبني بغض النظر عن نوعية المتاعب التي أسببها له

Oğlunun bana aşık olması da, acısını içki dolabımdan çıkarma hakkını vermez sana.
فقط لأن ابنك يحبني ليس سبباً لكي تخرجي هذا على خزانة مشروباتي الكحولية

Çünkü bazı kötü çocukların beni sevmesini istedim.
لأنني أردت أن يحبني بعض الأطفال المشاغبين

Problem şu ki beni ne kadar sevdiği umurumda değil.
المشكلة هي أعني لا أكترث كم يحبني فليس بيننا شيء

Çocuk, beni tanımıyordu bile fakat beni, kayıtsız şartsız ve eleştirmeden seviyordu.
لذا فالفتى لا يعرفني حتى لكن يحبني دون تشكيك أو نقد

Beni hiç sevmedi. Sen de onu benim kadar tanıyorsun.
هو أبدا لم يحبني أنت تعرفه جيدا كما أعرفه أنا

Ama o benden hoşlanıyor. Ben hayır dediğim için sana sordu.
لكنه يحبني سَألَك فقط ، يعتقد أنك ستقولي لا