Ambar sen olmalısın, bu adam seni çok seviyor, gece boyunca ağlayıp; | Open Subtitles | أنتى أمبار هذا الرجل يحبّك طوال الليل هو حقا كان يبكي ويقول، |
Tanrı seni seviyor. Hristiyan olmasan bile seni seviyor. | Open Subtitles | الله يحبّك, حتى لو لم تكوني مسيحية, فإنّ الله يحبّك |
Ne oldu, süper seksi erkek arkadaşın seni çok fazla seviyor ve evlenip, bir sürü bebek mi yapmak istiyor? | Open Subtitles | ماذا، صديقكَ الجذّاب يحبّك جدّاً و يريد الزواج بك و تبنّي أطفالٍ كثر؟ |
Tek önemli olan seni seven babanın sözlerine kulak vermen. | Open Subtitles | كلّ ما يهم هو أنّكَ مُنتبهٌ لكلمات والدك الذي يحبّك. |
Babannenizin ellerine bakın ya da sizin seven birinin gözlerine. | TED | انظر إلى يدي جدتك أو في عيني أحد يحبّك. |
Baban yeterince sevmiyor diye, hayatını web sitesi yapmak ne peki? | Open Subtitles | نعم، وتطوين نفسك في صفحة ويب لأن والدك لا يحبّك بما يكفي، أليس كذلك؟ |
Evet ama bu büyü, birinin seni sevdiğini sanmasını sağlıyor. | Open Subtitles | هذه التعويذة بالتحديد، بإمكانها أنْ تجعل الشخص يعتقد أنّه يحبّك. |
- Artık yok. Şu kâinatta seni hâlâ seviyor olabilecek yegane kişiyi bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أنْ تعثر على الشخص الوحيد في هذا الكون الذي ربّما ما يزال يحبّك |
Ve şehirdeki bütün vampirler ya seni seviyor ya da senden korkuyor. | Open Subtitles | وكلّ مصاص دماء في هذه المدينة إما يخشاك أو يحبّك. |
Akshay seni seviyor tatlım, Esha. Ve bu da yalan değil. | Open Subtitles | أكشاي يحبّك كثيرا، إيشا وهذا ليس كذب |
Ve C. Siz onun sahip olmadığı babasısınız ve sizi seviyor. | Open Subtitles | أنت الأبّ هو ما كان، وهو يحبّك. |
Baban seni çok seviyor. Biliyorsun. | Open Subtitles | بابا يحبّك كثيرا جدا أتعرفين ذلك |
Oregon'daki bir ağacı bile senden daha çok seviyor ama onunla sevişemez. | Open Subtitles | "إنّه يحبّ شجرةً في "أوريغون أكثر مما يحبّك إلا أنّه لا يستطيع أن يضاجعها |
Seni de seviyor. Bütün Bobcats maçlarını seyretmiş. | Open Subtitles | وهو يحبّك أيضا "لقد تابع جميع مبارايات "البوبكاتس |
Ama seni seven birinin, senin potansiyelini tam anlamıyla değerlendirdiğini görmeyi istemesi gayet doğal. | Open Subtitles | لكنّه من طبيعي لشخص ما يحبّك يريد رؤيتك تلتزم بإمكانيتك |
Kimse sana inanmadığında bile seni seven kişi sana her durumda inanır. | Open Subtitles | حتى حين لا يؤمن بك أحد، يبقى من يحبّك دون شروط |
Seni seven birileri tarafından böyle muamele görmen güzel bir duygu olmalı. | Open Subtitles | إنّه لأمرٌ لطيف أن تحظى بشخصٍ يحبّك ويفعل ذلك من أجلك |
Kusura bakma ama seni kimse sevmiyor. | Open Subtitles | لا تؤاخذيني على كلامي ولكنْ، لا أحد يحبّك |
Sana buradaki herkesin seni sevdiğini hatırlatabilirdi. | Open Subtitles | كان يمكن أن يذكّرك أن كلّ شخص هنا يحبّك. |
Birini sıkıca tutup bırakmazsan bu onun seni sevmesini sağlamaz. | Open Subtitles | أتذكّر... أنّه لو أصررتَ على أحدهم بشدّة، لن يجعله يحبّك |
Senden gerçekten hoşlanıyor mu? | Open Subtitles | أعني، هل تعتقد بأنه يحبّك حقا؟ |
Şuna bak, seni sevdi. | Open Subtitles | .انظرى، انه يحبّك |
Bence Shandlin de senden hoşlandı. | Open Subtitles | أعتقد الذي شاندلنج يحبّك تكبح أيضا. |
Seni seviyorsa yapmasını söyledim. | Open Subtitles | وأخبرتُهُ أن يقومَ بذلكَ لو كانَ يحبّك |