Tek yapman gereken insanların ihtiyacı olan ama henüz mevcut olmayan şeyleri düşünmek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو التفكير فيما يحتاجه الناس و لكن يجب أن تكون الفكرة غير موجودة بعد |
Çocuklu insanların ihtiyacı olan tek şey çocuksuz olmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يحتاجه الناس مع الأطفال هو عدم وجود أطفال |
Aslında tam tersi -- şunu keşfettiler, işler zora girdiğinde, ki gerçekten fark yaratan bir buluşla ilgili çalışıyorsanız hep zora girecek, o zaman insanların ihtiyacı olan şey sosyal destek ve kimden yardım isteyeceklerini bilmek durumundalar. | TED | بالعكس تماماً - إنهم فهموا أن عندما تشتد الأمور، و هي دائماً ستشتد إذا كان عملك يحقق تقدماً مهماً حقاً، ما يحتاجه الناس هو دعم إجتماعي، و يحتاجون ان يعرفوا لمن يلجئون لطلب المساعدة. |
Kendisine ihtiyaç duyulduğu zamanı beklemek için. | Open Subtitles | لينتظر أن يحتاجه الناس مرة أخرى بالتأكيد. |
Hikâyeye göre, Greşit'in altında bir kurtarıcı yatarmış kendisine ihtiyaç duyulduğu vakte ülkede karanlık hüküm sürene dek uyuyan bir kahraman. | Open Subtitles | القصة تقول أن منقذًا يرقد تحت غريشت. بطل عظيم نائم إلى أن يحتاجه الناس... عندما يحل الظلام على الأرض. |
Çünkü insanların ihtiyacı olan bu. | Open Subtitles | لأن هذا ما يحتاجه الناس |