Mesela Charley, az konuşuyor ve ona saygı duyuyorlar. | Open Subtitles | إن الرجل يجب عليه أن يقوم ببعض الكلمات القليلة شئ واحد بالنسبة لـ تشارلي. إنه رجل قليل الكلام و هم يحترمونه |
Çocuklarının ona saygı duymadığını hissediyor. | Open Subtitles | انه يشعر ان اولاده لا يحتاجونه او يحترمونه |
Adamlarının ona saygı duymadığı bilinçaltında bir süre takıldım. | Open Subtitles | تلاعبت بوعيه الداخلي أنّ رجاله لا يحترمونه |
İnsanlar ona saygı duyardı, mücadelenin yarısı budur zaten. | Open Subtitles | ولكن (جيم) كان رائعاً بذاته. الناس يحترمونه, وتلك هي الخطوة الأولى الأساسية للنجاح. |
Uyuşturucu satıcıları, gangsterler, katiller. Hepsi ona Tanrıymış gibi saygı duyuyorlar. | Open Subtitles | كل تجاّر المخدرات, العصابات و القتلة يحترمونه كأنه إله |
Sadece nasıl kontrol edeceğini öğrendi. Artık ona saygı duyuyorlar. | Open Subtitles | فقط تعلم كيف يتحكم فيها الآن هم يحترمونه |
Babamı tanıyan insanlar ona saygı duyuyordu, korkuyordu bense babamdan nefret ettim ve iğrendim. | Open Subtitles | لكن الناس الذين يعرفون ابي كانوا يحترمونه ويخافونه كنت اكره ابي واحتقره |
Herkes ona saygı gösterip, patron olarak görüyor. | Open Subtitles | الجميع يحترمونه ويلقّبونه بالزعيم |
Buralarda ona saygı göstermeyen yoktur. | Open Subtitles | جميع من يتواجدون بالجوار هنا يحترمونه |
ona saygı duyuyorlar | Open Subtitles | إنهم يحترمونه |