Ve işte orada. 500 bin iyi Amerikalının kutlama törenleri için keman çalıyor. | Open Subtitles | وها هي تنشر موسيقى الكمان على نصف مليون أمريكي يحتفلون بالثورة |
Sokaklarda kutlama yapan en az bir düzine üstsüz kadın gördüm. | Open Subtitles | أنا شاهدت ما لا يقل عن دزينة من النساء يحتفلون عاريات الصدر في الشوارع |
Önceden yıkıcı, devrimci, devlet düşmanı diye etiketlenen insanlar, bu gece zaferlerini açıkça kutluyor. | Open Subtitles | الناس الذين كانوا يسمَون بالمخرَبين والثوَار وأعداء الدولة يحتفلون علناً الليلة |
İrlandalılar yıIbaşı ya da Hanukkah kutlar mıydı? | Open Subtitles | هل الاريلندرين يحتفلون بالكرسماس أو الهانكو |
NASA Görev Kontrol ekibiyle birlikte, bilimsel bir olayı kutlamak için, Pasadena'dayım. | Open Subtitles | قام بالترجمة عمر فهمي شتات أنا هنا في باسادينا مع فريق مراقبة المهمات في ناسا في الوقت الذي يحتفلون بانجاز علمي |
1944'te insanlar meydanda kurtuluşumuzu kutlarken ben de oradaydım. | Open Subtitles | كنت هناك أيضا , في ديسمبر 44 في الساحة، حيث كان الناس يحتفلون بالتحرير. |
Bunu kutluyor olmamız gerekiyor. İnsanlar tofuyla kutlama yapmazlar. | Open Subtitles | من المُفترض أن نحتفل والناس لا يحتفلون بالتوفو |
Evet, Harry ve ailesi şu anda evde kutlama yaparken arayıp onlara, çocuklarının 30 yaşını göremeyeceğini söylemek bana düşüyor. | Open Subtitles | ربما هم بالمنزل يحتفلون وواجبي الآن ان اتصل بهم واخبرهم ان طفلهم سيموت |
Herkes kutlama ve dedikodu yapıyordu o da orada, bana basit ama kendinden emin davra... | Open Subtitles | حيث الجميع يحتفلون ، و يثرثرون، وهاهي تظهرليّ مثالاً،باتأكيد.. |
Hepsini kutlama yaparken böyle dışarıdan izlemek garibime gidiyor. | Open Subtitles | كم هو شعور غريب أن أشاهدهم يحتفلون كلهم ولا أنضم إليهم |
Biliyorsun, çoğu insan işi kabul ettiğinde kutlama yapar, reddettiğinde değil. | Open Subtitles | معظم الناس يحتفلون بالحصول على عرض وظيفي لا برفض العرض كما تعلمين |
Bir dakika önce araba satmış şimdi de satışı kutluyor olacaktık. | Open Subtitles | دقيقه واحده نحن نبيع السيارات ربما يحتفلون بالاشتراك |
Geleneksel dansları İrlanda halkının ruhunu ve marifetini kutluyor. | Open Subtitles | وبرقصتهم التقليدية يحتفلون بروح وبراعة الشعب الآيرلندي |
Şirinler sonbaharın gelişini oyunlar, müzik ve dansla kutlar. | Open Subtitles | السنافر يحتفلون بقدوم فصل الخريف بالغناء والرقص والألعاب |
- ...kutlamak için sizi yemeğe çağırdılar. | Open Subtitles | إتصل ليدعوك لحفلة العشاء يحتفلون بحملة الإعلانات الجديدة |
Onların onca yıllık beraberliklerini kutlarken görmek. | Open Subtitles | فلقد جلسنا نشاهدهم جميعاً يحتفلون بزواجهم الناجح لسنوات عديدة |
53. evlilik yıl dönümlerini daha yeni kutladılar. | Open Subtitles | دعيهم يحتفلون بعيد زواجهم الثالث والخمسون |
Üzgünüm ama insanların vasatlığı sizin gibi kutladığını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | انا اسف. انا لم ارى أناس ابدا يحتفلون بالتوسط مثلما تفعلون. |
Moralim çok bozuk çünkü amcan yeni vefat etti ama insanlar sanki dışarıda bayram varmış gibi kutlama yapıyor. | Open Subtitles | حسنٌ، مزاجي سيّء لأنّ عمّي مات والناس يحتفلون وكأنّه ثلاثاء المرفع. |
Kampta iki harem var şimdiden kutlamaya başladılar. | Open Subtitles | لقد ترك الأتراك حريمهم هنا وهم يحتفلون بالإنتصار |
Burada doğum günleri bu şekilde mi kutlanıyor? | Open Subtitles | هل هكذا يحتفلون بأعياد الميلاد هنا؟ |
Bir balinanın replikasının altında arkadaşlarını ve onların güzel işlerini kutlayan zamanımızın titanlarıyla devleriyle oturdum. | TED | تحت نسخة طبق الأصل كاملة لحوت، جلست مع عمالقة زماننا حيث كانوا يحتفلون بزمالتهم وأعمالهم الجيدة. |
Cuma günü güneşin batışından Cumartesi günü güneşin batışında dek sabbath'ı kutlarlar. | TED | يحتفلون بسبتهم من من غروب شمس الجمعه حتى غروب شمس السبت . |
Sadece zenginler doğum günü kutlaması yaparlar. | Open Subtitles | فقط الأثرياء يحتفلون بأعياد الميلاد. |
- İngiltere'de Cadılar Bayramı'nı kutlamıyorlar mı? | Open Subtitles | و هم لا يحتفلون بالهالووين فى انجلترا ؟ لا |
Ben gözlem evindeyken çinliler bana Yerlilerin her sene zaferlerini kutladıklarını .söylediler. | Open Subtitles | عندما كنت فى المعتقل أخبرنى البعض الوطنيون يحتفلون بإنتصارهم كل عام |