Evet, daha iyi edebilirdim, ama bu insanlar bana bakıyor. | Open Subtitles | يمكنني ان افعله بشكل افضل لكنهم يحدقون بي |
Bir çok kişi sana dik dik bakıyor ve telefon özrünü kabul etmiyor | Open Subtitles | ، الناس يحدقون بنا و ليس الكل لديه هاتفٌ خليوي |
gözlerini bana dikmiş bakıyorlar. Durmalarını söyledim ama dinlemiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحدقون بي، قلت لهم ان يتوقفوا، لكنهم لم يتوقفوا |
Baba, neden şuradaki 4 adam da sana tip tip bakıyorlar? | Open Subtitles | أبي ، لمَ هؤلاء الرجال الأربعه يحدقون إليك ؟ |
Çünkü insanlar bana gizlice bakıp kendi kendime konuştuğumu sanacaklar. | Open Subtitles | لأن الناس بدوؤا يحدقون بي ويظنون بأنني أتحدث مع نفسي |
Gün boyunca kıçımdaki garip aletlere boş bakan daha kaba adamlarla takıldım. | Open Subtitles | كان هناك رجال أخشنُ منك يحدقون إلى جسدي أثناء العمل طوال اليوم |
Dur! Sağa dön. Taksiciler sana bakıyor. | Open Subtitles | لحظة, انظر ليمينك, سائقو التكسي يحدقون بك, أشر لهم بأصابعك |
13 adet tanımadığım insan bana bakıyor ve kendi sikimi kapatma kabiliyetine sahip değilim. | Open Subtitles | ,هناك 13 غريب يحدقون بي ,و ليس لدي القدرة لتغطية قضيبي |
Çünkü ilk defa, buna bakıyor bunun yerine... | Open Subtitles | لأول مرة الناس يحدقون الي عوضا عن التحديق في كل هذا |
İnsanlar, TV'nin 50 cm uzağına oturduğunda, tasarımcılar tarafından fark edilmeyeceği düşünülen yapay dokular onlara bakıyor olacak: gölge maskesi, tarama çizgisi ve diğerleri. | TED | الأن فجاة وضعنا الناس أمام التلفاز ب 18 بوصة وجميع الحقائق تشير الي انه ليس من المصممين من توقع ان يتم رؤية ان الجميع يحدقون فيه في لحظة واحدة قناع الظل وخطوط المسح وكل ذلك |
Her pazar, hepsi bana dulmuşum gibi bakıyor. | Open Subtitles | كل يوم أحد يحدقون بي كما لو أنني أرملة |
Peşinden çıkan yavruları bu yeni ve aydınlık dünyaya ilk kez bakıyor. | Open Subtitles | جراءها يحدقون إلي خارج عالمهم الساطع الجديد... للمرة الأولي علي الأطلاق... . |
İnsanların çoğu bana takviyeli iç çamaşırı giymiş bir ucube gibi bakıyorlar. | Open Subtitles | معظم الناس يحدقون بي كأني مسخٌ من نوعِ ما ذي الملابس الداخلية المُسلحةٍ |
Kötü kötü bakıyorlar. Kapatıyorum. | Open Subtitles | أوه، والنظرة التي يحدقون تجاهي بها، عليّ الذهاب |
Ve aksanım yüzünden onlar bana bakıyorlar ama cüzdanımın kartondan sahte kredi kartlarıyla dolu olduğunu eninde sonunda fark ediyorlar. | Open Subtitles | واللهجة تجعلهم يحدقون في ولكنهم في النهاية يدركون أن بطاقاتي الأئتمانية مصنوعة من الورق وهم موجودين مع محفظتي |
Şu anda tam Portland'ım, insanlar bana bakıp "Bu Portland'ın başkanı mı?" diyorlar. | Open Subtitles | انا من بورتلاند الان كلهم يحدقون بي هل هذا هو رئيس بورتلاند ؟ |
Normalde popoma bakan 5000 insanın arasında mayoyla dolaşırım. | Open Subtitles | عادةً أكون بثوب سباحة و هناك خمسة آلاف شخص يحدقون بي |
Bu bardaki tüm herkesin şu an bize baktığını farkettin mi? | Open Subtitles | هل لاحظت بأن جميع الموجودين في هذا المكان يحدقون بنا الآن |
East Meadow'a göre biraz süslü duruyorlardı. İnsanlar sana bakıyordu. | Open Subtitles | لقد كانوا غاليين قليلاً على إيست مالدو الناس كانوا يحدقون |
Küçük ve orta boylu penise sahip adamlar coşkuyla evlerine gidip uyuyan eşlerinin yanına kıvrılacaklar ve yatak odalarının tavanına bakarak şunu düşünecekler... | Open Subtitles | الان بعد كل تلك الاحاديث عن صغر او كبر قضبان الرجال اذهب للبيوت وازحف قرب زوجاتهم النائمات سوف يحدقون في سقف غرفة النوم |
Önemli değil. Bırak baksınlar. Elini ver. | Open Subtitles | دعهم يحدقون كيفما شائوا و لا تهتم بهم |
Tatlım, bence asıl baktıkları sensin. | Open Subtitles | حبيبتي، أعتقد أنهم كانوا يحدقون بكِ أنتِ |
İnsanlar bize teşekkür ederdi, sonra bize bakarlardı. | Open Subtitles | والناس تود أن تشكرنا , ثم , تعرف يحدقون بنا |
Oynayalım hadi'' dedim. O an kafamı kaldırıp bakmamla tüm etrafımdaki tüm çocukların oynamayı bırakmış bana baktıklarını gördüm. | TED | في هذا الوقت، نظرت حولي في المجموعة التي كنت بها، وتوقف جميع الأطفال عن اللعب وظلوا يحدقون بي. |
Belki de arzuladıkları bir şeye sahip olduğumuz için bakıyorlardır. | Open Subtitles | نعم , حسناً , ربما هم يحدقون بنا لانه يوجد لدينا ما يريدون |