Prius öndeki bir arabanın çok yakında olduğunu hissettiğinde seni uyarıyor ve yavaşlıyor. | Open Subtitles | عندما يحس البريوس أن السيارة المقابلة قريبة جداً يحذرك لتخفض السرعة |
Bastonla fark edilemeyen şeyleri bu seni titreşimle uyarıyor. | Open Subtitles | الأشياء التى لا يمكن شعور بها يحذرك من خلال الأهتزازات |
İçimdeki Necromonger seni oraya gitmemen için uyarıyor. | Open Subtitles | النيكرومنجر داخلى يحذرك من أن تعود |
Bu amcanız sizi yabancılarla konuşmamanız konusunda uyarmadı mı? | Open Subtitles | ألم يحذرك عمك أبدا من التحدث الى الغرباء؟ لا |
Radyasyon testlerini aşırı kullandığınız için hastane uyarmadı mı sizi? | Open Subtitles | يبدو أن كنت دقيقاً أكثر من اللازم في الكثير من الحالات ألم يحذرك المستشفى |
Ama sizi uyarmalıyım, gelmeye devam ederseniz, çıkacak savaşın sorumlusu siz olursunuz. | Open Subtitles | أنا فلدي يحذرك الغرض ،/ اذا واصلتم على المقبلة ، كنت liable أن / معركة على يديك. |
Bak, sanırım sizi uyarmalıyım ki ben eski origami sanatıyla... uğraşıyorum. | Open Subtitles | انظر، أعتقد إنه من العدل أن يحذرك ان أنا خبير في الفنّ القديم... الاورغامي. |
Belki senin peşindeydi! Belki geri çekilmen için seni uyarıyor. | Open Subtitles | ربما هو يريدك ربما يحذرك أن تتراجع |
Ayrıca seni de uyarıyor. | Open Subtitles | أنه يحذرك أيضا ..أنه إذا قمت بقطع |
Şu şey şeridinden saptığın an seni uyarıyor. | Open Subtitles | هذا الشيء يحذرك لو أقترب من سطح مآ |
- Seni hiç kimse bana karşı uyarmadı mı? | Open Subtitles | ألم يحذرك أحداً منى ؟ نعم, الكل |
Ne diye, Dennis'in geldiğini öğrenince kaçmadın ki? Sam, seni uyarmadı mı? | Open Subtitles | لماذا لم تهرب عندما جاء (دينس) ألم يحذرك (سام)؟ |