İskoçya'daki iyi insanlar hala sesimi geliştiriyorlar, ben de bu konuda iyimserim. | TED | ولكن الناس في اسكتلندا يحسنون صوتي وانا متفائل بخصوص ذلك |
Abilerinin sana iyi davranmalarını sağlayabilirim | Open Subtitles | بوسعي أن أجعل أشقّائك، يحسنون التصرّف إليك. |
Evlilik danışmanımın da dediği gibi, gerçekten iyi gidiyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يحسنون العمل كما يقول مستشاري للمشاكل الزوجية |
Örnek olarak, düşünce gücüyle kontrol edilen bilgisayar çocuklara ADD ile daha iyi odaklanabilmesini öğretebilir. | TED | على سبيل المثال، حوسبة التحكم عن طريق الأفكار يمكنها تعليم الأطفال الذين يعانون من اضطراب نقص الإنتباه وفرط النشاط كيف يحسنون تركيزهم. |
Karışım Atlantiğin ortasında meydana geliyor. Amerika ve Kanadanın avlanmasına izin veren bir yasa hayal edebiliyorum. Çünkü balıkçılarını iyi idare ediyorlar, iyi iş çıkarıyorlar. | TED | مركز الأطلسي حيث يكون الاختلاط أستطيع التخيل بوجود سياسة تسمح لكندا وأمريكا بالصيد، لأنهم يجيدون إدارة صياديهم إنهم يحسنون صنعاً |
Herkes kızlarını daha iyi korumak ister. | Open Subtitles | الجميع يحسنون علاقات عائلاتهم ببناتهم. |
Herhalde adamlarım sana iyi davranıyordur. | Open Subtitles | أثق أنّ موظفي يحسنون معاملتكِ؟ |
Bay Bullock gibi adamlar sayesinde kamp daha iyi hale gelecek. | Open Subtitles | رجال مثل السيد (سيث بولوك) يحسنون المخيم |
Eğer bana da iyi davranılırsa, iyilik yaparım. | Open Subtitles | وحينما يحسنون معاملتي أسعدهم |
İyi iş çıkarıyorlar | Open Subtitles | أنهم يحسنون عملا |
Hiçbir konuda iyi değiller. | Open Subtitles | انهم لا يحسنون أي شيء |
Hiçbir konuda iyi değiller. | Open Subtitles | انهم لا يحسنون أي شيء |
Evet ama iyi durumda. Ona iyi davranıyorlar. İkinizi sahilde Jack'le sanıyordum ben. | Open Subtitles | إنّهم يحسنون معاملتَه، ظننتُكما مع (جاك) عند الشاطئ |
Doğu ve batı çok iyi savunuluyor. | Open Subtitles | يحسنون حماية الشرق والغرب |
Belki zamanla daha iyi olurlar. | Open Subtitles | ربما يحسنون الأوضاع. |
- Sana iyi davranıyorlar mı? | Open Subtitles | -هل يحسنون معاملتك ؟ |
Orada bana iyi davranıyorlar. Paige için kreş var. | Open Subtitles | يحسنون مُعاملتي هناك، يا (سام) ولديهم روض أطفال لأجل (بايج)... |
- İyi kazanmışlar. | Open Subtitles | -أنهم يحسنون لنفسهم |
Armitage ailesi bize o kadar iyi davranıyor ki. | Open Subtitles | آل (أرميتاج) يحسنون إلينا |