Burada beslenme ve aile planlamasında doğum öncesi bakım ve eğitim alıyorlar. | TED | هنا يحصلون على الرعاية قبل الولادة والتدريب في مجال التغذية وتنظيم الأسرة. |
Her nasılsa, kötü adamlar bizim hakkımızda içeriden bilgi alıyorlar. | Open Subtitles | بطريقة ما , الأشرار مازالوا يحصلون على معلومات داخلية عنا |
Yılda 30,000 çocuk ufuk açıcı eğitimler alıyor. | TED | و،كما تعلم، يوجد30000 طالب يحصلون على تعليم تحفيزي كل سنة. |
Çünkü senin gibiler her istediğini elde eder, değil mi? | Open Subtitles | لأن الرجال مثلك يحصلون على أي شيء يرغبون به، صحيح؟ |
Bir tarafta aldıkları ödüller, diğer tarafta paralı askerler. | Open Subtitles | يحصلون على جوائز القبض على المطلوبين من جهة ويعينون عمالاً من جهة أخرى |
Ve diğer yaşamda rahat etmeleri için, büyük hazinelere sahip olacaklar. | Open Subtitles | ومن أجل راحتهم فى الحياة الآخرى, سوف يحصلون على كنوزأ وافرة. |
Kazananlar bir Pizza Pitt kuponu alacak. Haydi Grizzly. ESKRİM KULÜBÜ Prens Humperdinck ÖdüIü Kazananlar bir Pizza Pitt kuponu alacak. | Open Subtitles | الفائزون يحصلون على كوبون لمطعم البيتزا انطلق يا جريزلي |
Ve bütün bunları beş yıl boyunca yaptıkları zaman, istenilen kurul sertifikasını alırlar. | TED | وحين يفعلون كل ذلك لمدة خمس سنين، يحصلون على شهادة المجلس الأعلى للجراحين. |
Onlara silahlar verildi, tomruk birlikleri için ateş edip para alıyorlar. | TED | لقد تم منحهم اسلحة، إنهم يطلقون النار لمعسكرات قطع الأخشاب، إنهم يحصلون على المال. |
Harcamalarına göre geri bildirim alıyorlar veya harcama yapmıyorlarsa yaptıkları aktivitelere göre, gördükleri şey işe yarıyor ve bunu daha çok yapıyorlar. | TED | يحصلون على ملاحظات على ما ينفقوه أو على نشاطاتهم إذا كانوا لا ينفقون أي شي، ويشاهدون أفعالهم ليكرروها لاحقاً. |
Çok hızlı bir geri bildirim alıyorlar, yani negatif duygulara daha fazla yanıt veriyorlar, çünkü hızlı yükselenler onlar, değil mi? | TED | لذا يحصلون على التقييم الفوري، الذي يعني أنهم يستجيبون أكثر للمشاعر السلبية، لأنها المشاعر التي تطغى على المرء، أو ليس صحيحاً؟ |
Görsel geri bildirimi 2 boyutlu olarak alıyorlar, fakat başarmaları gereken görev 3 boyutlu. | TED | إنهم يحصلون على تغذية راجعة بصرية ثنائية الأبعاد، ولكن المهمة التي يتوجب عليهم تنفيذها هي ثلاثية الأبعاد. |
Bir kongre üyesi seçildiği zaman yılda 130 bin dolar alıyor. Bu onların asgari ücreti. | Open Subtitles | حين يُنتخب أعضاء الكونغرس يحصلون على 130 ألف دولار بالسنة كراتب أساسي |
Erkekler hepsini alıyor: hem Meryem'i hem de fahişeyi. | Open Subtitles | .. ولهذا فالشباب يحصلون على كل شيء البتول و العاهرة |
Bak, bunu bilerek yaptığını sanmıyorum... Ama Wraithler senden bilgi alıyor olmalılar. | Open Subtitles | من المؤكد ان الرايث يحصلون على المعلومات منك |
O halde, Orta Amerika'daki insanlar tükettiğimiz muzlardan kâr elde ediyor mu? | TED | الآن، هل الناس في أمريكا الوسطى يحصلون على الربح من الموز الذي نستهلكه؟ |
İkinci kural, The 99'daki tüm kahramanlar, taşı ilk elde ettikleri zaman, onu kötüye kullanıyorlar; kendi çıkarları için kullanıyorlar. | TED | والثاني هو ان جميع الابطال الـ 99 عندما يحصلون على قوتهم في البداية يسيئون استخدامها ويستخدمونها لمصالحهم الشخصية |
Etrafımdaki tüm insanlara bakıyorum da Starbucks'tan aldıkları kahvelerin keyfini sürüyorlar. | Open Subtitles | اقصد , أنا أرى كل هؤلاء الناس يقودون وهم مسرفون بالشرب يحصلون على قهوتهم من ستاربكس |
Senden daha fazlasına sahip genç, zengin ve yakışıklı adamları içeri alarak? | Open Subtitles | تسحب شاب، ثري، رجال وسيمين يحصلون على أكثر ممّا تحصل عليه أنت؟ |
Yarışı kim kazanırsa, 3 Milyon ödül alacak. | Open Subtitles | أيا كان الفائز في المسابقة , سوف يحصلون على جائزة قدرها 3 ملايين. |
ve güçlü çalışan eğitim programları eklendiğinde marjinler yüzde 3.4 prim alırlar. | TED | وعندما يُضيفون أيضًا برامج قوية لتدريب الموظفين، يحصلون على علاوة بقيمة 3.4 نقطة مئوية على هوامش أرباحهم. |
Maaşlarının her artışında onları yüzde üç daha fazla tasarruf yapmaya davet ettik. | TED | دعوناهم لادخار ثلاث نقطة مئوية أكثر كل مرة يحصلون على زيادة في المرتب. |
Fakat bütün dağlılar vahşi hayvanlardan yardım almaz. | Open Subtitles | على كلِّ حال , ليس كل أُناس الجبال يحصلون على المُساعَدة من الحيوانات البرية |
İsimlerini manşetlere yazdırıp teşkilatın kötü görünmesine sebep oluyorlar. | Open Subtitles | يحصلون على عناوين صحف كثيرة ويظهرون القسم بمظهر سيء |
Bugün, bu virüsleri yazanlar organize suç çeteleri, çünkü virüsleri ile para kazanıyorlar. | TED | حسنا اليوم,انها عصابات اجرامية منظمة تبرمج هذه الفيروسات لأنهم يحصلون على المال من فيروساتهم |