"يحصل على" - Traduction Arabe en Turc

• alıyor
• alacak
• aldı
• aldığını
• alana
• almaya
• ele
• almadı
• almasını
• alan
• almış
• alsın
• alamayacak
• almak
• alamadı

Kaptan, payının 2 mislini, mürettebattan herbiri 1 pay alıyor.
قائدك يحصل على حصة مضاعفه وباقي الطاقم الاربعه يتشاركون الباقي.

En çok kurabiye satan bu güzel plaj sandalyesini ve şemsiye setini alıyor.
رأس البائع على متن الطائرة يحصل على هذا الكرسي الشواطئ الجميلة ومجموعة المظلة.

Denemenin galibi Savunma Bakanlığı'nın bütün ihalesini alacak Müdür Shepard.
الفائز في المنافسة يحصل على العقد الكامل من وزارة الدفاع

Oyun kurucu pası attı, sonra topu tekrar aldı skor için önü açık.
لاعب الربع الخلفي سيتحرك و يحصل على الكرة يفتح الممر الى منطقة النهاية

Evet ama yüksek kolesterol için statin aldığını göz önünde bulundurmalısın.
ليس إذا تذكرت أنه يحصل على عقاقير الكوليسترول القوية لإرتفاع الضغط

Bir bebek gibi bezlenip şaplak yemekten cinsel haz alıyor.
يحصل على متعته الجنسيه من ارتدائه كالأطفال وضربه على مؤخرته

Nasıl oluyor da, biz çalışıyoruz ama bütün övgüyü o alıyor?
كيف يمكن أن نعمل جميعنا و هو يحصل على الفضل كله؟

Benjamin, ihtiyacı olan bütün proteini peynir, fasulye ve tofudan alıyor.
إنه يحصل على البروتين الذي يحتاجه من الجبن والفاصولياء وفول الصويا

Polis ders kitaplarını götürdü ama hala sınavlardan 'A' alıyor.
الشرطة أخذت كتبه المدرسيّة لكنّه مازال يحصل على درجات مرتفعة

Şimdi de hayvanımız ödülünü alıyor.
هنا الحيوان يحصل على مكافأة من الأغذية.

Yapraklar gün ışığını izleyecek ve bunu motora yoğunlaştıracak motor ısıyı alacak ve elektriğe çevirecek. Bu merkezdeki motoruyla ve yapraklarıyla beraber
البتلات تتتبع والمحرك يحصل على ضوء الشمس المركز يأخذ تلك الحرارة ويحولها إلى كهرباء وهذا هو شكل نموذجنا الأول

Bunlardan birini alan bu parayla en iyi at etini alacak.
الرجل الذي سيشتري واحد منها سوف يحصل على افضل لحم احصنة حصل عليه في حياته

Bir çok kez para cezası aldı. İş masraflarının bir parçası.
يحصل على غرامات عدة مرات انه جزء من متطلبات عمله

Sonra diğerinin üzüm aldığını görüyor, şimdi olacakları göreceksiniz.
ثم ترى الآخر يحصل على العنب، وسترون ماذا سيحصل.

Maaş alana kadar böyle şeylerle oyalanmak iyi fikir tabii.
انة لجيد ان يبقى الانسان مشغولا حتى يحصل على عمل يجلب له مالا

Henry Shain ülkeyi terk etmek için pasaportunu almaya kendisi gitmedi...
هنري شين لم يحصل على جواز سفر مزور للخروج من البلاد

Yarasa gibi giyinen bir adam bütün basını ele geçirmiş.
عندما يرتدي رجل لبس خفاش... ... يحصل على كل الاضواء؟

Bence bu çok adil. O hiçbir zaman bir zam almadı.
حسناً، أظن ذلك مبلغاً عادلاً فهو لم يحصل على علاوة قط

İyi bir eğitim almasını istediğim için mi evi terk etti?
هو غادر لإني اردتُ له ان يحصل على تعليماً جيداً ؟

Dansta kralın ya da kraliçenin tacını alan ilk kişi kazanır.
اولا من يحصل على الملك أو تاج الملكة في الرقص، ينتصر

Keyzer Söze'den para almış bir adamın adına çalışan adama iş yapan başka bir adam, bunun gibi saçmalıklar işte!
شخص ما يعمل لصالح رجل الذي هو يعمل لصالح شخص اخر الذي يحصل على الاموال من كيزرسوز من الممكن ان تكون علامه مميزه قديمه

kim yakalarsa altın madalya alsın.
من يقبض على السنجاب يحصل على ميدالية ذهبية ..

Hayır, dedin ki "Dagur saldırıdan önce Yıldırım Atar'ı alamayacak."
لا، قلت داغر لن يحصل على سيكول حتى بعد الهجوم

İstediğini almak için vazgeçmekle tehdit etmiş olabilir, bu işler böyle yürür.
ربما هدّد بالتراجع كي يحصل على مبتغاه , لكن هكذا تجري الأمور

Bilin bakalım dev uzay lazeri projesinde çalışmak için güvenlik onayını kim alamadı?
خمّنوا من لم يحصل على تصريح أمنيّ للعمل على الليزر العملاق الفضائي ؟