Beni en çok heyecanlandıran ise av kısmı. Tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | ـ ما يحمسني هو السعي ـ يمكنني تخيل هذا |
Beni heyecanlandıran biriyle birlikte olmak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اكون مع شخص يحمسني |
Beni heyecanlandıran ne biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم ما الذي يحمسني أيضا؟ |
Oluşturduğum bu büyük ürün hakkında beni heyecanlandırıyor, ilgimin dağılmaması için istekliyim. | TED | انه يحمسني تجاه هذا المنتج الكبير الذي اقوم بتجميعه, اذا انا اكثر قابلية لاكون متفاعل ولاكون عالق |
Ben beni çok heyecanlandırıyor değil ne söyleyecektir. Bu... Bütün bu Columbus gün tekne satış şeydir. | Open Subtitles | سأخبرك ما الذي لا يحمسني كثيراً (إنه موضوع بيع القوارب بيوم (كولومبوس |
Evet Wolf'u tekrar görme ihtimali çok az olsa da beni heyecanlandırıyor. | Open Subtitles | أجل! إنها أمكانية ضئيلة جداً لرؤية (ولف) يحمسني مُجدداً. |
"Anlık olayın gücü." Beni heyecanlandıran şey budur. | Open Subtitles | قوة اللحظة، هذا هو ما يحمسني |