Öyle mi, bu dedikodu dediğin şeylerden biri bu Çin kasabasında saklanıyor. | Open Subtitles | نعم ، صحيح ، وواحدة منها بأن أحدهم يختبأ هنا في المنطقة الصينية |
Bunu açıklayamam.Bir yerde yolculuk yapıyor ya da bir yere saklanıyor olduğuna şüphe yok. | Open Subtitles | أنا ليس لي علاقة. لابدأنهيسافرفيمكانما، أو يختبأ في مكان ما. |
Kim bu tanrılar oluşturulur, saklandığını kim , onlar tuzak vardır. | Open Subtitles | مهمن كانوا هؤلاء الآلهة مهمن كان من يختبأ ، فهم محاصرون |
Patiayak onun saklandığı yerde elinde. | Open Subtitles | لقد امسك بيدفوت في المكان الذي يختبأ فيه |
O adamın rozetinin arkasına saklanan bir pislik olduğundan eminim. | Open Subtitles | أنا واثق جداً إنه وغد تماماً يختبأ وراء الشارة. |
Işığın gölgesinde gizlenmiş bir gezegen. Büyük ihtimalle bir yıldız kümesi. | Open Subtitles | كوكب يختبأ فى ظل الضوء ربما فى مجموعة نجمية |
Croatoan, Dave'in içinde saklanıyordu. | Open Subtitles | كروتون كان يختبأ داخل ديف |
Biz trafik kameralarına bakacağız, ama adamımız düz bir görüşten saklanıyordur. | Open Subtitles | إننا نتفقد كاميرات المرور، لكننا نعتقد أن رجلنا كان يختبأ عن مرأى النظر |
Yakında hava kararacak bu yüzden çalılıklarda saklanıyor olabilir. İyice bakıp sonra yukarı gelin. | Open Subtitles | سوف يحل الظلام لذا قد يختبأ بالأدغال ، لذا لاتفوتوا اي مكاناً للبحث |
Yani biri gibi geliyor kimdünyadan saklanıyor . | Open Subtitles | طريقتك فى الحديث تعبر عن شخص يريد ان يختبأ من العالم |
Düşmandan saklanıyor ve kendini koruyor. | Open Subtitles | يختبأ ويدافع عن نفسه امام العدو |
Küçük Druid, perdenin arkasında saklanıyor. | Open Subtitles | إن صبي الكاهن يختبأ خلف الستارة. |
"Hindistan'da, Phansigarlar Thuggeeler arasında saklanıyor. | Open Subtitles | هنا في الهند يختبأ الـ"فازينغار" بين الـ "ثاغيز". |
Belki de garajda veya tavan arasına saklanıyor. | Open Subtitles | ربما يختبأ في المرأب أو العلية |
Çete liderinin nerede saklandığını ve büyük ihtimalle küçük kızı sakladıklar yeri de biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أين يختبأ زعيم العصابة و المكان الذي يخبؤون فيه الطفلة المختطفة |
Şu bakışa ben bile kardeşimin nerede saklandığını söylerdim. | Open Subtitles | ،تبدين بهذا المظهر أعتقد حتى أنا سأخبرك أين كان يختبأ أخي |
Bu kardeşin nerede saklandığını bana söylemek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تخبريني أين يختبأ ذلك الأخ إذا ساعدتني |
saklandığı yeri öğrenip ödeşmeye gittiler bence. | Open Subtitles | أخمن إنهم أكتشفوا أين يختبأ وذهبوا لكي ينتقموا منه |
Tek ilgilendiğim Jackson'ın şu an hangi isimle saklandığı. | Open Subtitles | أنا فقط مهتم تحت أي اسم جاكسون يختبأ |
Bu demek oluyor ki saklandığı yerden dışarı çıkıyor. | Open Subtitles | هذا يعنى أنه يخرج من حيث يختبأ |
Orada saklanan biri var mı? | Open Subtitles | هل هنالك أحَد يختبأ هناك في الظلام؟ |
Şüphelinin Santa Fe'nin oradaki viyadüğün altına gizlenmiş olması muhtemel. | Open Subtitles | "هناك احتمالية بأن المشتبه به يختبأ تحت جسر سانتا فاي" |
O kaçtı ve saklanıyordu. | Open Subtitles | لقد هرب، وهو يختبأ |
Belki de burada saklanıyordur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد فكّرتُ أنه لربما يختبأ هنا. |
Korkuyu unutan biri, nasıl saklanacağını da unutur. | Open Subtitles | ...مَن نسى الخوف نسى كيف يختبأ |
Jackson, Bill Carson adıyla saklanıyormuş. | Open Subtitles | الاسم الذي يختبأ جاكسون تحته هو بيل كارسون |
Herkes saklansın! | Open Subtitles | اختبئوا , الكل يختبأ من السهام |