"يختلف" - Traduction Arabe en Turc

    • farkı
        
    • farklı
        
    • fark
        
    • aynı
        
    • değişir
        
    • farksız
        
    • değişiyor
        
    • farklılık
        
    • farklıydı
        
    • değişik
        
    • bambaşka
        
    • değildir
        
    • farklıdır
        
    Hayaletin onu öldürmesini engellemiştik. Bu durumun farkı ne? Hayalet. Open Subtitles أنقذناها مِن الموت على يد الشبح، فكيف يختلف هذا الأمر؟
    Onu öldürmenin çözüm olmadığını söylemiştin. Onu taşa çevirmenin ne farkı var? Open Subtitles و قلتِ أنّ قتلها ليس الحلّ فكيف يختلف الأمر بتحويلها إلى حجر؟
    Yaşayan hücrenin gürültülü, dağınık ve samimi ortamından tamamen farklı. TED وذلك يختلف تماماً عن الدفء، والفوضى، والبيئة الصاخبة للخلية الحية.
    Önlemek başa çıkmaktan oldukça farklı, aslında bunu tıbbi terimlerle düşünebilirsiniz. TED والمنع يختلف كثيرًا عن المكافحة، ويمكنكم التفكير بذلك باستخدام المصطلحات الطبية.
    Yüzdeki kılların arasına dalmakla amcığa dalmak arasında fark yok. Open Subtitles الغوص في كل شعر الوجه ذلك لا يختلف عن المهبل
    Bir şeyi yapmak istemekle bir şeyi yapabilmek aynı şey değildir. Open Subtitles الرغبة على تحقيق شيء يختلف عن كونك قادراً على على تحقيقه
    Her ihtimalde, esrarın rolü kişiden kişiye değişir. TED في جميع الاحتمالات، فإنّ دور الماريجوانا يختلف من شخصٍ إلى آخر.
    Şu anda tıp bilminde kanserin nasıl işlediğini bilmek istemiyoruz, senin kanserinin, benim kanserimden ne farkı var onu bulmak istiyoruz. TED الان فى العلم الطبي, لا نريد ان نعرف بالضرورة .. كيف ينشط السرطان فقط؛ بل نريد ان نعرف كيف يختلف نوعه من شخصك الى شخصي
    - Kumdan fazla bi farkı yok. - Evet. Sıradan kum gibi. Open Subtitles لا يختلف كثيراً عن الرمل آجل , أنه مجرد رمل عادى
    Diğer ekspres trenlerden belirgin bir farkı yok. Open Subtitles لا يختلف كثيراً عن القطارات السريعة الأخرى
    Dış uzay'ın diğer sınırlardan hiç bir farkı yok. Open Subtitles الفضاء الخارجي لا يختلف عن اي حدود اخرى.
    Izgaraya yapışmış bir biftekten hiç farkı yok. Open Subtitles الأمر لا يختلف عن قطع اللحم المشوي التي تلتصق على المشواة
    Elinizde zengin bir insan karışımı vardı. Birbirinden farklı düşünen insanlar, her zaman yenilik için gerçekten iyi bir şeydir. TED لذا كنت تحصل مزيجا غنيا من الأشخاص، أصحاب تفكير يختلف من شخص لآخر، وهذا الأمر دائماً ما يكون مفيداً للإبداع.
    Onca şeyden sonra hiçbir şey dünden farklı değil değil mi? Open Subtitles بعد كل كان لا يختلف عن أي يوم آخر، أليس كذلك؟
    Senin hücrelerin bakterilere ve virüslere benimkilerden daha farklı tepki verirler. Open Subtitles الخلايا فى جسمك تقاوم البكتيريا و الفيروسات بشكل يختلف عن خلاياى
    Ancak davranışlarını gerçekten neyin yönlendirdiği bizimkinden farklı ve bu fark gerçekten aydınlatıcı olabiliyor. TED ولكن ما يوجه سلوكها يختلف كثيرًا عننا. ويمكن لهذا الاختلاف أن يكون تنويريًا.
    Erkek veya kadın fark etmez, yaşlı veya genç fark etmez, bir atletsiniz, eylem ve aşırı rekabet anında, bu ekipmanın sizin için çalışmasına ihtiyacınız duyuyorsunuz. TED لا يختلف الأمر باختلاف الجنس أو العمر، أنت فقط رياضيّ، وفي ذروة المنافسة، تحتاج التصميم لتحقيق هدفك.
    Ancak bir yandan da aynı hevesle hiçbir şekilde bu görüşümüzle bağdaşmayan bir şeye daha inandık, teknoloji girişimcilerimizi çok sevdik. TED ولكن في الوقت ذاته، اعتقدنا وبحماسٍ مماثل بشيءٍ آخر يختلف بالمطلق مع المبدأ السابق، والذي هو أننا نحب رواد الأعمال التقنيين.
    Boyle kanunu der ki, sabit bir sıcaklıkta ideal hapsedilmiş bir gazın hacmi, basınçla ters orantılı değişir. Open Subtitles قانون بويل ينص على انه فى ظل الحرارة الثابتة يختلف حجم الغاز طرديا مع ضغطه
    Etkileri orta-verimli bir Amerikan bombasından farksız. Open Subtitles التأثير لا يختلف عن تأثير القنبله الأمريكيه متوسطة التفجير
    Ayrıca mevsimlere göre de değişiyor. Günden güne değiştiğini de duydum. Open Subtitles ،ويتبدّل أيضًا مع تواتر المواسم .سمعت أنّه يختلف في أيّام بعينها
    Asteroitten asteroide farklılık göstermesine rağmen birçok asteroidin yörüngesi düzinelerce yıl için tahmin edilebilir. TED على الرغم من أن هذا يختلف من كويكب إلى آخر، غالبية الكويكبات يمكن التنبؤ بمسارها قبل عشرات السنين.
    Yeniden o rüya ülkesindeydim. Ama bu kez farklıydı. Open Subtitles كنت في أرض الخيال ثانية ولكن هذه المرة الأمر يختلف
    değişik popülerlikte dört tana parti davetlisinden onay da aldın. Open Subtitles لديك أربع ضيوف تم التأكد من قدومهم يختلف مدى شُهرتهم
    Bu kasabadakiler tetiğe basmanın ne kadar kolay olduğunu öğrenince koruma senin için bambaşka bir şey ifade edecek. Open Subtitles وإن عرف الناس في هذه البلدة مدىسهولةالضغطعلى الزناد.. فسوف يختلف معنى الحماية عندك ..
    Aslında döllenme, kavramına göre farklıdır ve dişi organı bu ayrımdan faydalanır. TED في الحقيقة، يختلف التخصيب عن التلقيح، والأعضاء التناسلية للأنثى تستغل هذا الفرق.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus