| Birkez John Bontecou Parrish İletişimi elde edince, onu parçalara ayıracak, ve parça parça en yüksek fiyatı verene satacak | Open Subtitles | سيتم تقسيم الشركة عما قريب لمن يدفع أكثر هذه كانت الخطة من البداية |
| Onun bildiği diğer şey, dünyanın diğer ucunda bir genelevde en yüksek fiyatı verene pazarlanacağı. | Open Subtitles | أنها تنتمي إلى من يدفع أكثر وتعمل في بيت للدعارة في أقصى أطراف العالم |
| Alamadığında ise onlara Rohypnol verip kirli çamaşırları kendisi ortaya çıkarıyor, sonra da en çok parayı verene satıyordu. | Open Subtitles | وتحاول استخراجها منهم من خلال الجنس. وإن لم ينفع ذلك، تراقبهم، تحاول اكتشاف ما يخفونه، وتبيع المعلومات لمن يدفع أكثر. |
| Reddington sadece en çok parayı verene sadık kalır. | Open Subtitles | انتماء ريدينتون الوحيده يكون لمن يدفع أكثر |
| en yüksek teklif veren için çalışıyor. Karteller, görevleri inkâr etme parası olan herkes için. | Open Subtitles | يقوم بالقتل للذي يدفع أكثر امثال الكارتل او القتل المأجور أو عمليات الاغتيال |
| Tedaviyi çalıp en fazla parayı verene satacaklardı. | Open Subtitles | .يطاردون اللقاح لأجل من يدفع أكثر .مشفى السفينه كان هدفاً طبيّعياً |
| Doktorlar da durumdan faydalanıp organları en yüksek parayı verene satıyor. | Open Subtitles | الأطباء أتخذوا مبدأ الأستفادة من الوضع و قاموا ببيع الأعضاء لمن يدفع أكثر |
| Bu kolay kısmı. Bu bir iş anlaşması, soyut ve basit. En yüksek teklifi verene kiralığım. | Open Subtitles | إنه الجزء السهل ، اتفاقية عمل واضحة وسهلة ، أنا فى خدمة من يدفع أكثر |
| Bizi, deneylerde kullanmak üzere en yüksek fiyatı verene satar belki de kim bilir? | Open Subtitles | تبيعنا لمن يدفع أكثر أو تجري علينا أختبارات من يعرف ؟ |
| The Collective'de baş programcı en yüksek fiyatı verene virüs satan bir grup tekno terörist. | Open Subtitles | الرجل كان رئيس المبرمجين في منظمة كولكتيف مجموعة مارقةٌ من إرهابيين الكنولوجيا باعوا الفيروسات لمن يدفع أكثر |
| - Eğer bu adamın dediklerini yapmazsak ve polise gidersek bilgilerimizi en yüksek fiyatı verene satacak. | Open Subtitles | إذا رفضنا أن نفعل ما يطلبه مننا و ذهبنا للشرطة فهو سيبيع معلوماتنا لمن يدفع أكثر |
| - Eğer bu adamın dediklerini yapmazsak ve polise gidersek bilgilerimizi en yüksek fiyatı verene satacak. | Open Subtitles | إذا رفضنا أن نفعل ما يطلبه مننا و ذهبنا للشرطة فهو سيبيع معلوماتنا لمن يدفع أكثر |
| Yarın akşam bunu en çok parayı verene satmaya hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | وهم يستعدون لبيعها ليلة الغد لمن يدفع أكثر. |
| Anatoly, Soğuk Savaş bitince, en çok parayı verene çalışan bir tetikçi. | Open Subtitles | قاتل مأجور للإستخبارات الروسية بدا ببيع خدماته لمن يدفع أكثر... بعد نهاية الحرب الباردة. |
| Ama genellikle en çok parayı veren için çalışırım. | Open Subtitles | لكن عادة أعمل لصالح من يدفع أكثر. |
| Devlet sırlarını en yüksek teklif verene satıyordu. | Open Subtitles | كان يبيع أسرار الدولة لمن يدفع أكثر. نعود إلى موللي. |
| Onları en yüksek teklif sahibine satacaklar. | Open Subtitles | انهم سوف يقومون ببيعها لمن يدفع أكثر. |
| En fazla parayı verene çalışıyorlar. | Open Subtitles | جاهزون لكي يصنعوا اي شي لمن يدفع أكثر |
| Eğer Garen'lar bu işten ayrılmak istiyorsa neden herşeyi en yüksek parayı teklif edene satmıyorlar? | Open Subtitles | ، إذا كانوا يرغبون في التقاعد وترك المجال لماذا لا يبيعون الذاكرة لمن يدفع أكثر ؟ |
| Arkadaşlarımın kendimi En yüksek teklifi verene sattığımı öğrenecekleri parti mi? | Open Subtitles | حيث كاد صدقائي يعلمون أنني أبيع جسدي لمن يدفع أكثر |