Akademiye hiç başvurmadığına şaşırdım doğrusu, özellikle de aynı işi yaptığınızı görünce. | Open Subtitles | يدهشني أنك لم تلتحق بالأكاديمية خاصة وأنك تعمل بالمجال نفسه نوعاً ما |
Baksana, bu yaşta bu kadar uzun bir toplantıda işemeden durmana çok şaşırdım. | Open Subtitles | إنظر،بعمركَ هذا يدهشني أن بوسعكَ حتّى إكمالٌ إجتماعٍ .بتلكَ المُدة دون أن تبول |
Senin kadar sevimli birinin bu denli itici olması çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | يدهشني أن يكون شخصا في مثل فتنتك متلاعبا إلى هذا الحد |
En şaşırtıcı kısmı kendi kültürlerimiz arasındaki benzerlikler. | Open Subtitles | أكثر شئ يدهشني هو أوجه التشابه بين حضارتينا |
Böyle bir zamanda, bir adamın parayı, kendi ve sürtüğünün canından bile çok sevmesi beni şaşırttı. | Open Subtitles | إنه يدهشني في هذا الوقت والزمان عندما يقوم رجل بتقديم أهمية المال على سلامته الشخصية |
Bir kez rutine... girdin mi, bir daha yaptıklarını düşünmek zorunda olmamak... beni hala şaşırtıyor. | Open Subtitles | لا زال يدهشني أنك لا يجب أن تفكر حول ما تفعله فحالما تقيم طريقة روتينية لأمر ما |
Bu şehrin yerlisi, hastalık taşıyor olmasına hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | ما دامت من أهل هذه المدينة فلا يدهشني أنها تحمل مرضاً. |
Beni en çok şaşırtan, binlerce yıl çok az değişmemize rağmen, bir hayat boyunca hepimiz daha çok değişiriz. | Open Subtitles | ولكن ما يدهشني أكثر هو أنه بالرغم من التغييرات الصغيرة جدا خلالآلافالسنوات، كلنايتغيركثيرافيعمرواحدفقط. |
Bugün işe gelecek gücü bulmana şaşırdım. | Open Subtitles | يدهشني أنّ لديكَ قوة كافية لتأتي للعمل اليوم |
Çok şaşırdım,anneme ev sahibesi hediyesi getirmişsin.. | Open Subtitles | يدهشني أنك أحضرت لأمي هدية بصفتها مضيفة الحفل |
Aslına bakarsan baba olacağınla ilgili cümleleri senden yüksek sesle dinlediğim için şaşırdım. | Open Subtitles | صدقًا يدهشني تصريحك بصوت مسموع أنّك ستغدو أبًا. |
Mantıklı davranmam beklendiği için de şaşırdım doğrusu. | Open Subtitles | يدهشني أن تفكري أن أي أحد قد يتوقع مني ذلك |
O namussuzun seni arazisine sokmasına şaşırdım senin hükümet ajanı olduğunu düşünürsek. | Open Subtitles | يدهشني أن ذلك الوغد سمح لك بالدخول إلى ملكيته بما أنك عميل حكومي وما إلى ذلك |
Gerçek şu ki, bu gibi bir olayın daha önce yaşanmamasına şaşırdım. | Open Subtitles | الحقيقة هي، يدهشني أن هذا الشيء لم يحدث من قبل |
Yanlışlığı kolayca kanıtlanabilecek bir şeye inanabilmeniz çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | يدهشني أنّكَ تصدّق أمراً يُمكن دحضه بكلّ سهولة |
Daha şaşırtıcı şey ise şu anki halini oldukça etkileyici buluyor. | Open Subtitles | والذي يدهشني انه يرى وضعه الأن رائع جداً |
50 yıl sonra bile ayakta kalması şaşırtıcı. | Open Subtitles | يدهشني أنه ما زال قائماً بعد مرور 50 سنة |
Senin böyle kurgusal detaylara bu kadar takıntılı olman beni çok şaşırttı oysa dünyamızda endişelenecek çok daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | يدهشني انشغالك دائما بالتفكير بقصصنا الخيالية بينما توجد أمور أكثر أهمية |
Bunca zamandır beni izlemene rağmen bunu bilmemen beni şaşırttı. | Open Subtitles | يدهشني كونك لا تعلم , نظراً لأنك كما هو واضح كنت تختبىء في مرمي البصر طيلة الوقت |
1 dolar 50 sent harcamadan okula gitmek beni şaşırtıyor. | Open Subtitles | يدهشني أنني أستطيع أن أذهب للمدرسة بدون أن أخسر دولار و نصف |
Hiç şaşırmadım. Federaller anca ondan anlar. | Open Subtitles | لن يدهشني ذلك، فذلك ما يبرع فيه العملاء الاتحاديّون |
Beni asıl şaşırtan şey hala hayatta kalanların olması. | Open Subtitles | ما يدهشني أنه مازال هناك ناجون على قيد الحياة |
Eğer Rosy, Kellman ve Frank'in kızına neler olduğunu açıklarsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | و لن يدهشني إذا اخبرنا عما حدث إلى "روزي" و إبن "فرانك" أيضا |
Hiç şaşmadım. Bu zor bir iş. | Open Subtitles | . هذا لا يدهشني إنه أمر صعب القيام به |
Buradan yüzerek kaçmaya çalışmadığına şaşırıyorum. | Open Subtitles | يدهشني أنه لم يحاول الرحيل عن هنا سباحةً. |