Bana borçlular, bu demek oluyor ki sana da borçlular. | Open Subtitles | مما يعني انهم يدينون لي مما يعني انهم يدينون لك |
Sana çok borçlular, Stan. Sana çok borçlular. | Open Subtitles | .إنهم يدينون لك بالكثير,ستان .يدينون لك بالكثير |
- Ne? Bize ücretin yarısını ödediklerine göre hala bize öbür yarısını borçlular. | Open Subtitles | لقد دفعوا لنا النصف فقط لذا مازالوا يدينون لنا بنصف آخر |
Ve nasıl oluyor da Yeryüzü'ndeki tüm insanlar yaşamlarını yıldızların ölümüne borçlu? | Open Subtitles | .. وكيف يُعقل أن كل البشر على الأرض يدينون بحياتهم لموت النجوم؟ |
Hepsi O'ndan korkuyor ve hepsi O'na borçlu. | Open Subtitles | انهم جميعا يخافون منه وجميعهم يدينون له. |
Eminim ki ona iyilik borcu olan bir sürü doktor vardır. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأن هناك عددا من الأطباء يدينون لها بهذه الخدمة |
400,000 dolar borçları olduğunu söylediler ben de ileride bir sorun çıkmasın diye 450 bin çektim. | Open Subtitles | لقد قالوا انهم يدينون لهم ب400 الف دولار لذا اخذت 450 الف لتجنب الشعور السي في المستقبل |
Bana masal anlatma. Benim arkadaşlarım sağa sola borç takmaz. | Open Subtitles | لا تعطني هذا الهراء أصدقائي لا يدينون بأموال لأحد |
Onlara verdiğin bunca şeyden sonra sana bir tatil borçlular. | Open Subtitles | إنهم حقا يدينون لك بإجازة بعد كل ماقدمته لهم |
Geçen hafta "Gizemli Yahni" demişlerdi, bu yüzden bana borçlular. | Open Subtitles | قالوا الأسبوع الماضي أنه الثريد الغامض، يدينون لي |
Ayrıca bu aileye çok şey borçlular. | Open Subtitles | بجانب ذلك ، هم يدينون بالكثير لهذه العائلة |
Bu insanlar hayatlarını size borçlular, efendim. Doğru şeyi yapıyorsunuz. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يدينون لك بحياتهم أنت تفعل الأمر الصواب |
Buradaki varlıklarını farkına varılamayacak kadar küçük organizmalara borçlular. | Open Subtitles | إنهم يدينون وجودهم هنا ،إلى كائناتٍ حيّةٍ متناهية الصغر لا يكاد المرء يُلاحظهم |
Yani evlerini, dev kayanın dışını oyan... akarsuya borçlular. | Open Subtitles | فهم يدينون بالمنزل للجدول الذي عرّى خاصرة الجلمود الضخم |
Başka kaç zengin karısı size kıyak borçlu? | Open Subtitles | كم عدد زوجات الأغنياء الذين يدينون لك بمعروف ؟ |
Tüm erkeklerin, beraber yaşadıkları kadınlara karşı bir özür borçlu olduğu varsayımıyla yaşıyorum. | Open Subtitles | نوعا ما أتعايش مع فرضية أن جميع الرجال يدينون باعتذار للنساء الذين يعيشون معهم |
Sayısız insan, ben dâhil, hayatını sana borçlu. | Open Subtitles | وهناك أناس كثيرون يدينون بحياتهم لك ,وأنا منهم |
Sana hiçbir şey borçlu değiller. Güç dengesini kendi açılarından sağlayan bir teşvik yok anladın mı? | Open Subtitles | لا يدينون لك بأيّ شيء، لا يوجد دافع، ممّا يرجّح كفّتهم في ميزان القوّة، صح؟ |
Ona borcu olanlardan yıllardır iş yaptığı, etkilediği, işe aldığı, para ödediği insanlardan. | Open Subtitles | من أشخاص يدينون له أشخاص عملوا لديه وأعجبوا به ووظفهم ودفع لهم لأعوام |
Belki bana çok borcu olan beleşçiler konusunda yardım edebilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكنك مساعدتي مع بعض الحمقى الذي يدينون لي بمبالغ كبيرة |
Ortalama bir uzman doktorun okul harçlarına olan borcu 100.000$'dır. | Open Subtitles | متوسط المقيمين يدينون أكثر من 100.000 دولار |
- Bana borçları var, borçlarını silene kadar Joel'i rehin tutuyorlar. | Open Subtitles | اترين انهم يدينون لي بالمال وهم يحتفظون بجويل حتى اريحهم من العبء |
borç para verdiğimde tanrı oluyorum. Para mı istediğimde ise pislik. | Open Subtitles | عندما يأتون لإقتراض المال، أكون خارقًا ولكنني أكون حثالة، عندما يدينون لي |
Bir kısmı Sonny'yi ve eylemini destekliyor, diğerleriyse gelişmeleri kınıyor ve evliliği maskaralık olarak nitelendiriyor, "tamamıyle gösteriş" olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | ...... بعضهم يؤيدون "سونى" وتصرفاته والآخرون يدينون ....... |