FBI'da Bana iyilik borcu olan bir dostum var. | Open Subtitles | لدي صديق في مكتب الأبحاث الفيدرالية والذي يدين لي بمعروف |
Şimdi, orada Bana iyilik borcu olan bir gardiyan var. | Open Subtitles | أعرف حارسًا هناك يدين لي بمعروف. |
Sizin sadece bu mezar alanınız var bir arkadaşım bana bir iyilik borçlu çünkü. | Open Subtitles | لديك موقع القبر هذا فقط لأن صديقا يدين لي بمعروف. |
Mahkemede onun için yalancı şahitlik yaptığımdan dolayı Krusty bana bir iyilik borçlu. | Open Subtitles | كرستي) يدين لي بمعروف عندما) حنثت باليمين أثناء الإدلاء بالشهادة |
- Couric'i aramanın tam sırası. Bana bir iyilik borcu var. | Open Subtitles | -وقت الإتصال بـ"كوريك"، يدين لي بمعروف |
Bana bir iyilik borcu var. | Open Subtitles | إنه يدين لي بمعروف |
Gönderdiğim basketbol ayakkabıları yüzünden hâlâ bana borcu var ve... | Open Subtitles | بوزارة المالية لا زال يدين لي بمعروف كبير لسرقته أحذية كرة السلّة |
Bana iyilik borcu olan birini tanıyorum. | Open Subtitles | وأنا أعرف من يدين لي بمعروف |
Bana iyilik borcu olan sadece Stephanie Liston mı var sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد حقاً أنّ (ستفني لستون) هي الشخص الوحيد الذي يدين لي بمعروف ؟ |
Bana iyilik borcu olan biri. | Open Subtitles | -شخص يدين لي بمعروف . |
Massive bana bir iyilik borçlu. | Open Subtitles | (ماسيف ) يدين لي بمعروف |
Bana bir iyilik borcu var. | Open Subtitles | صدقوني إنهُ يدين لي بمعروف |
Bana bir iyilik borcu var diyelim. | Open Subtitles | - لنقل أنه .. يدين لي بمعروف |
Askeri istihbaratta çalışan bir arkadaşım var ve bana borcu var. | Open Subtitles | كسبيل المثال, إحدى أصدقائي يعمل في الاستخبارات العسكرية وهو يدين لي بمعروف |
bana borcu var. | Open Subtitles | يدين لي بمعروف |