"يركّز" - Traduction Arabe en Turc

• odaklanıyor
• ni buldu
• odaklanmış
• odaklanmıştı

- Oha ya! - Biz yaparken, o bana odaklanıyor.
عندما كنّا نفعلها، إنه يركّز علي.

Mateo, atlayışı kayda almak için dikkatini verirken Mark, uçurumun ön tarafındaki düşüşe odaklanıyor.
يركّز "ماتيو" على محاولة تصوير القفزات بينما يركّز "مارك" على واجهة الجُرُف من أجل السقوط

Barry Scheck, Masumiyet Projesi'ni buldu. Yanlış hükümleri bozmak için DNA kanıtlarını kullandı. 20 adamı idam cezasından kurtardı.
(باريشيك)أسّسمشروعالبراءة،والذي يركّز على إستخدام دليل الحمض النووي في الإدانات الخاطئة عشرون رجلاً تحرروا من حكم الإعدام

Oysa meclis bir şeylere engel olmaya odaklanmış gibi gözüküyor."
‫و نقاشات أكثر، و جدل أكثر، لكن عوضا عن هذا يبدو أنَّ الكُنگرس يركّز على كتم هذه الأمور

Şu an oğlunu korumaya ve intikam almaya odaklanmış durumda.
الآن يركّز على حماية ابنه والانتقام السؤال هو...

Hiç tepki yok, çünkü adam öylesine odaklanmıştı ki.
لا ردّ فعل، لأن الرجل يركّز تماماً

Onunla konuşmak için çok çaba harcadım ama kendi yaptığı işe aşırı derecede odaklanmıştı.
وعانيت في الوصول إليه لكنه... إنه يركّز بشكل مذهل في اهتماماته الخاصة

Batı tıbbı hastalıklara fazla odaklanıyor.
علاجكم يركّز فقط على المرض

odaklanıyor.
إنه يركّز ذهنه.

Tamam ama bu adam, ...yalnızca tek bir ürüne odaklanmış, o da kakao.
كلاّ، ولكن هذا الرجل يركّز على سلعة واحدة... الكاكاو

Tüm bu süre boyunca yalnızca buna odaklanmış.
"وقد راح يركّز على هذا الأسلوب بمفرده طيلة ذاك الوقت"

Öte yandan Gon, Nen'ini geliştirip güçlendirmeye odaklanmış durumda.
"من ناحية أخرى يركّز (جون) على تطوير قوّة "النين" لديه وزيادة قدر قوّته"