Ama insanlar yaşadıkları çevredeki zehirler hakkında konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | ولكن الناس يريدون التحدث عن السموم في البيئة |
İnsanlar çok dostça. Sürekli konuşmak istiyorlar. Üstelik sadece arabadan değil. | Open Subtitles | إنهم لطفاء , يريدون التحدث معي ليس عن السيارة فقط |
İlgilerini çok çeken bir iş için seninle konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | لقد اتصل بي البيت الابيض وهم يريدون التحدث اليك في مهمة |
General, gazeteciler konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أيها الجنرال , الصحفيين يريدون التحدث إليك |
General, gazeteciler konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أيها الجنرال , الصحفيين يريدون التحدث إليك |
Oturup konuşmak isteyen bazı insanlar tanıyorum. Ciddi para olabilir. | Open Subtitles | لديّ بعض الأشخاص يريدون التحدث بشأن شيء مهم |
Öğrenciler yöneticiler ile konuşmak istediler ve polisler mermilerle karşılık verdiler. | TED | والطلاب يريدون التحدث إلى الحكومة، والشرطة تجيبهم بالرصاص. |
Videoyu çeken kişiyle görüşmek istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون التحدث مع الشخص الذي صور المقطع |
Ruslar sinyal veriyor, konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | يقوم الروسيون بإرسال إشارات إنهم يريدون التحدث |
Seninle konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | لكن هناك محققين من الشرطة هنا يريدون التحدث معك |
Sadece seninle konuşmak istiyorlar. İyi olduğunu bilmeleri gerek. | Open Subtitles | انهم فقط يريدون التحدث معكِ , ويتأكدون بأنك بخير |
Bu çok nazik polis arkadaşlar, sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | حسناً, هؤلاء اناس لطيفين للغاية من الشرطة يريدون التحدث اليك بشأن شيء ما |
- Bir görüşme talep ediyoruz. - Yalnızca konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | نحن نطالب بمقابَلَة رسميّة - إنّهم يريدون التحدث وحسب - |
Kimse bunu konuşmak istemiyor. Yazı tiplerinden, sahtecilikten ve komplo teorilerinden konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | لا أحد يريد التحدث حول ذلك يريدون التحدث عن الخطوط |
Arkadaşlarım seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | تعاليا وأنظرا بأم أعينكم أصدقائي يريدون التحدث معك |
Bazı dostlarım seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | معي بعض الأصدقاء الذين يريدون التحدث معك |
Evet, izleyicilerimzden bir çoğu seninle konuşmak istiyor. İlk kim aramış, görelim mi? | Open Subtitles | حسناً، أرى من أن كثيراً من مشاهدينا يريدون التحدث إليكِ هل لنا أن نرى من لديه السؤال الأول؟ |
Burada seninle konuşmak isteyen insanlar var. | Open Subtitles | هناك بعض الأشخاص هنا يريدون التحدث معك |
Seninle konuşmak istediler, ama birazcık geç oldu herhalde. | Open Subtitles | يريدون التحدث إليك، لكن هذا يبدو باكرا بعض الشئ |
Polis. Seninle görüşmek istiyorlar. | Open Subtitles | الشرطة, إنهم يريدون التحدث معك |
Stonebridge ve Scott, sizinle acil olarak görüşmek istiyor. | Open Subtitles | (ستونبريدج) و(سكوت) يريدون التحدث إليكِ على نحو عاجل. |
Konuşmak istediklerini söylerler ama aslında konuşmak istemezler. | Open Subtitles | يقولون أنهم ريدون التحدث لكنّهم لا يريدون التحدث |
Seninle konuşmak istiyorlarmış. | Open Subtitles | أبي, هناك شرطة في الخارج و يريدون التحدث إليك |
Anna'nın annesiyle konuşmak isterler. | Open Subtitles | كلا شكراً لك ، أعتقد أنهم يريدون التحدث مع والدة آنا |
General Osborne ile görüşmek istediler ancak adam intihar etti. | Open Subtitles | يريدون التحدث إلى الجنرال (أوزبورن) ، لكنه قتل نفسه |
Ama onlar seninle konuşmak istemiyor. | Open Subtitles | أتعلم ؟ إنهم لا يريدون التحدث إليك كل هؤلاء الناس الذين ذكرتهم |