İyi bir öğretmen olduğumu biliyordum, çocuklar. Bu yüzden hiç rahatsız olmadım. | Open Subtitles | يا أولاد ، أعرف أنني بروفيسر جيّد، لهذا لم يزعجني ذلك |
Bu şekilde, beni rahatsız eden borcumu da ödemiş olacağım. | Open Subtitles | ذلك سيحسم الدين الذي أدينه لك ضل يزعجني ذلك منذ مدة |
Bu da beni elli yıldır rahatsız ediyor. | Open Subtitles | ولقد كان يزعجني ذلك طوال خمسين سنة |
Ama rahatsız etmesi de rahatsız ediyor. | Open Subtitles | لكن يزعجني ذلك يزعجني |
Bu beni rahatsız etmemişti hiç. | Open Subtitles | لم يزعجني ذلك قبلاً |
Beni rahatsız etmez. | Open Subtitles | لا يزعجني ذلك |
Fakat beni rahatsız eden bu değildi. | Open Subtitles | لم يزعجني ذلك |
Bu da beni rahatsız etmedi. | Open Subtitles | لم يزعجني ذلك. |