Beyaz köpek balıklarının ağırlığı 1.8 ile 2.2 ton olabiliyor. | Open Subtitles | القرش الأبيض ممكن أن يزن أربعة أو خمسة آلاف رطل. |
Bunların ağırlığı toplamda yaklaşık iki milyar tondur. | TED | مجموع هذه الميكروبات يزن حوالي 2 بليون طن. |
1 milyon doların bu kadar ağır olacağını tahmin etmezdim. | Open Subtitles | أوه، لم أعرف أن مليون دولار يمكن أن يزن كثيرا |
O kadar büyük bir köpekbalığı, bir tondan ağır gelebilir ve 90 kiloluk bir deniz aslanını bir öğün olarak yiyebilir. | Open Subtitles | قرش بذلك الحجم قد يزن أكثر من طن و يمكنه بسهولة إلتهام وجبة واحدة عبارة عن أسد بحر يزن 200 رطل |
Kesintisiz çalışmalardan sonra yaklaşık olarak yalnızca 3 kilo ağırlığında bir düzenek oluşturduk. | TED | وهكذا، وبعد عمل متواصل صنعنا جهاز طبلة بحمالة يزن فقط حوالي 6 رطل. |
Mavi köşede, ağırlığı 1 18,7 kilo olan, eski ağır siklet dünya şampiyonu, | Open Subtitles | فى الزاوية الزرقاء ،، يزن 221 باوند بطل عالم وزن الثقيل السابق |
Kırmızı köşede, ağırlığı tam tamına 1 36,7 kilo olan, altın madalya sahibi ve hiç yenilmemiş dünya amatör boks şampiyonu | Open Subtitles | فى الزاوية الحمراء يزن 261 باوند الحاصل على اوسمة ذهبية وغير مهزوم بطل العالم للهواة |
Bu çekirgenin ağırlığı, bu örümceklerden birinin birkaç yüz katı kadardır. | Open Subtitles | يزن هذا الصّرصور مئات مرّات أحد هذه العناكب. |
Yeryüzü'nde yaklaşık 70 kg gelen birinin ağırlığı bir nötron yıldızında yaklaşık 10 milyar ton olurdu. | Open Subtitles | على الأرض إذا كان يزن 150 رطل سيزن على النجم النيتروني تقريبا 10 مليارات طن |
Mesafe buradan San Francisco'ya yürüyüp dönmek kadar derken, aslında var olan en ağır NFL oyuncusundan biraz daha ağır bir şeyi sürükleyerek yürümeyi kastettim. | TED | عندما أخبركم بأنها كالمشي إلى سان فرانسيسكو والعودة مجددا فإنني أعني حقا أنها كانت كسحب شيء يزن أكثر قليلا من وزن أثقل لاعب كرة سلة |
Buradakiler dünyanın en büyük kurtları olup bazıları 60 kilodan ağır olmalarına rağmen yetişkin bir bufalo bir tondan ağır gelebilir. | Open Subtitles | بالرغم أن الذئاب هنا هي الأضخم في العالم يزن البعض أكثر من 125 باوند فإن الجاموس البالغ قد يزن أكثر من طن. |
Haynes, 1.85 boyunda, 85 kilo, kumral, silahlı ve tehlikelidir. | Open Subtitles | طوله 6.1 أقدام، يزن 185 رطلاً، بني الشعر، مسلح وخطير |
Tek bildiğimiz, beyaz, 1,75 boylarında, siyah saçlı, yaklaşık 85 kilo civarında olduğu. | Open Subtitles | أفضل ما توصلنا إليه رجل أبيض , وشعره داكن يزن حوالي 170 باوند |
Kitap 1414 sayfa, sağlam üç buçuk kilo ağırlığında. | TED | و يتكون هذا الكتاب من 1414 صفحة، و يزن سبعة أرطال ونصف. |
Benim için yıllar alıyor. Her biri aslında içinde insan olan, 1 tonluk mikroskop lamı. | TED | وكل واحد منهم هو فلم شفاف ميكروسكوبي يزن 3000 رطلا وداخله إنسان عالق |
Ve bu iki köşede 400 ton ağırlığında zamazingo Pismo... . | Open Subtitles | .. وفي هاتين الزاويتين يزن 400 طن ..الأداة من بيسمو .. |
25 kiloluk bir insansı maymun, beynindeki 53 milyar nöronu tutabilmek için günde 8 saat yemek yemek zorundadır. | TED | على القرد الذي يزن 25 كيلوجراماً أن يأكل لمدة 8 ساعات يومياً ليدعم دماغاً يحوي 53 مليار خلية عصبية. |
Testesteronunu kontrol ettirmeliydi, bu ağırlık hiçbir şey değil. | Open Subtitles | أجل، وكان يجب عليه فحص مستوى "التستوستيرون" لديه، لأن هذا لا يزن شيئاً. |
Eğer bir tesisatçı varsa kesin 130 kilodur, kocaman bir kıç yarığı vardır. | TED | ان كان هناك سباك .. فهو يزن 300 رطل .. وهو يتحدث بالكثير من الكلام السيء .. لنعترف بهذا |
Hidrojen gazı helyumdan biraz daha ağırdır. Yanma sırasında bir miktar kütle kaybı olur. | Open Subtitles | يزن غاز الهيدروجين أكثر بكثير من الهيليوم |
40 kiloydu ve sıvı nitrojenle soğutulması gerekiyordu. | Open Subtitles | يزن إنتهاءا إلى 90 باون... ويجب أن يبرّد بالنتروجين السائل. |
Her yetişkin ortalama 3 ton ve yerden metrelerce yukarıdaki yaprakları koparabiliyor. | Open Subtitles | فكل حيوان بالغ يزن ثلاثة أطنان ويمكنه قطف الطعام من الفروع المرتفعة عدة أمتار عن الأرض |
Teğmen bugün kendi ağırlığını bile sudan dışarı çekemedin. | Open Subtitles | أيّتها الملازم, لا تستطيعين سحب ما يزن جسمك من الماء هذا اليوم. |