"يسافرون" - Traduction Arabe en Turc

    • yolculuk
        
    • gidiyorlar
        
    • seyahat eder
        
    • seyahat ediyorlar
        
    • geziyorlar
        
    • eden
        
    • seyahat ediyor
        
    O Amerika hakkında ne inandıklarıydı... ...otobüslerden sekiz saat yolculuk geçirdiler, ...Ağustos'un ortasında Washington'da güneşin altında ayakta durdular. TED إن ماآمنوا به بشأن أمريكا هو ما جعلهم يسافرون في الحافلات ل8 ساعات ليقفوا تحت الشمس في شهر أغسطس في واشنطن.
    yolculuk yapan zengin insanlar, göçmenler ve... tuhaf insanlar ve biz. Open Subtitles إناس أغنياء يسافرون ومهاجرون وغرباء ونحن
    Öte tarafta yemek yiyorlar. Yürümek yerine arabayla gidiyorlar. Open Subtitles يتعشون هناك يسافرون بالسيارة طوال اليوم ولا يتمشون
    Genellikle yalnız seyahat eder, hiç bavul taşımazlar, her şeyi nakit öderler. Open Subtitles عادة يسافرون لوحدهم، بلا أمتعة، يدفعون مقابل كل شيء نقدا.
    Bu insanlar farklı. Maymunlarla seyahat ediyorlar. Open Subtitles هؤلاء البشر مختلفون فهم يسافرون مع القرود
    Dünya'yı geziyorlar ama tek gördükleri, ayna. Open Subtitles يسافرون في كل أنحاء العالم و يرون فقط المرأة
    Bu kafilede seyahat eden oldukça namussuz tipler var. Open Subtitles يوجد اشخاص بغيضون يسافرون في هذه القافلة
    Bu metroda yılda 300 milyon insan seyahat ediyor. Open Subtitles هناك 300 مليون شخص يسافرون في هذا المترو سنوياً
    yolculuk yapan zengin insanlar, göçmenler ve tuhaf insanlar, ve biz Open Subtitles إناس أغنياء يسافرون ومهاجرون وغرباء ونحن
    Avatar'la yolculuk ediyorlar. Onları teknemin yanında buldum. Open Subtitles لقد كانوا يسافرون مع الأفاتار لقد وجتهم بجانب قاربي
    Futbol takımı, koçlar ve takımla yolculuk eden bazı seçkin sakinler... Open Subtitles فريق الكرة.. والمدربون وبعض المشجعين البارزين الذين يسافرون مع الفريق
    Yılın bu zamanında, uzaklara ve bolluklara hayvanlarına otlak bulmak için yolculuk ediyorlar. Open Subtitles في هذا الوقت من السنه يسافرون الى اماكن بعيده لرعي قطيعهم
    Her gün, yaklaşık 80 kilometre yol kat ederek, denize, küçük karides avlamaya gidiyorlar. Open Subtitles يسافرون في اليوم حتى خمسين ميلاً للبحر بحثاً عن الكريل.
    Anlaşılan bir yarışmaya gidiyorlar. Open Subtitles في الواقع, كانوا يسافرون للمشاركة في بعض المنافسات
    Adamlar egzotik arabaların satıldığı dünyanın en tehlikeli yerlerine gidiyorlar. Open Subtitles إنهم يسافرون لأخطر الأحياء في العالم للبحث عن سيارات غريبة ليشترونها
    Tamam, insanlar sadece iki şey için seyahat eder. İş ya da eğlence. Open Subtitles الأشخاص يسافرون لسببين، العمل والمتعة.
    Birlikte çalışır, seyahat eder, uyurlar. Open Subtitles إنهم يعملون و يسافرون و ينامون معا
    Kızılderililer hayvanlarla seyahat eder. Open Subtitles الهنود يسافرون مع البضائع
    Diğer çocukların babaları sürekli seyahat ediyorlar. Open Subtitles الأطفال الآخرون عندهم آباء يسافرون طوال الوقت
    Isı sayesinde seyahat ediyorlar. Open Subtitles يسافرون باستخدام الحرارة
    Koloni'deki işçiler her gün Dünya'nın diğer ucuna mümkün olan tek taşıma yoluyla seyahat ediyorlar: "Düşüş." Open Subtitles "عُمال المُستعمرة يسافرون يومياً عبر الكوكبمنخلالوسيلةالنقلالوحيدةمُتاحة ... وهي (مصعد الجاذبية ... )"
    Her zaman silahlı ve grup halinde geziyorlar. Open Subtitles دائما ما يكون مسلحين و يسافرون كمجموعات
    Her zaman 5 kişilik gruplar halinde geziyorlar. Open Subtitles يسافرون دائماً في مجموعات من خمسة أشخاص
    9-10 yaşlarında bir çocuğu var. Bir at arabasıyla seyahat ediyor. Open Subtitles معها طفل يتراوح عمره ما بين 9 أو 10 سنوات، إنهم يسافرون على عربة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus