Ya bebek de benim gibi zamanda yolculuk yaptıysa? | Open Subtitles | ماذا لو كان الطفل يسافر عبر الزمن مثلي ؟ |
Bunun anlamı, ışığın boşlukta yolculuk yapıyor olmasıdır. | Open Subtitles | وهذا يعني انه يجب أن يكون الضوء يسافر عبر الفراغ. |
Eter'e karşı hareket eden ve geri dönen ışık, ether boyunca yolculuk yapan ışığa göre bu yolculuğu değişik bir zamanda bitirir. | Open Subtitles | الضوء الذي يسافر ضد الأثير ويعود مرة أخرى يغطي هذه الرحلة في وقت مختلف عن الضوء الذي يسافر عبر الأثير. |
Film, bir polisin zaman yolculuğu yapması üzerine, ve ben de bir tabanca hazırladım. | Open Subtitles | قصة الفيلم عبارة عن ظابط يسافر عبر الزمن,لهذا فقد احضرت مسدس |
Delik boyunca seyahat ederken bunun içinde bulunmak bir insan için çok tehlikeli. | Open Subtitles | هذا خطير للغاية أي شخص يكون داخل هذه بينما يسافر عبر ثقب دودي |
Çocuğun yaşlı hâli. Anladın mı? Zamanda yolculuk ediyor, ve yarın yine öldürecek, Gordo. | Open Subtitles | إنه الطفل في سن أكبر إنه يسافر عبر الزمن |
İçi dışından daha büyük bir kulübenin içindeyiz, - ...ve zaman ve mekânda yolculuk ediyoruz? - Temelde evet. | Open Subtitles | اذا نحن في صندوق حجمه أكبر من الداخل و يسافر عبر الزمان و المكان |
Belli ki zamanda yolculuk yapan birinden yardım almışlar. | Open Subtitles | جليًا أن الفاعل ساعده ما يشبه حليفًا يسافر عبر الزمن. |
Pekala, karşımızda hızlı, zamanda yolculuk yapabilen ve asla pes etmeyen bir şey var. | Open Subtitles | حسناً، إنه سريع و يسافر عبر الزمن، إنه لا يستسلم أبداً |
Bu makineyle geçmişte yolculuk yapıyor ve... | Open Subtitles | أنه يسافر عبر العصور بهذه الآلة |
Ben de daha yeni tanıştım. Doktor zaman ve uzayda yolculuk yapıp insanları topluyor. | Open Subtitles | لقد قابلته للتو، فالدكتور يسافر عبر الزمانوالمكانويلتقطالناس... |
Sen şimdi onun zamanda yolculuk yaptığını mı söylüyorsun... | Open Subtitles | أنت تقول إذاً أنه يسافر عبر الزمن |
Şimdi ya da daha önce hiç norveç tanrısı, vampir ya da zaman yolculuğu yapan cyborg oldun mu? | Open Subtitles | ... هل أنتَ الآن أو كنت أبداً إله أو مصاص دماء أو كائن فضائي يسافر عبر الزمن؟ |
Ama zaman aberasyonlarını önlemek ve tarihte açtıkları hasarı onarmak amacıyla zaman yolculuğu yapan bir grup var. | Open Subtitles | "لكن فريقًا واحدًا يسافر عبر الزمن لوقف انتشار ما يُدعى بالانحرافات الزمنيّة" "ومحو تأثيرها الضارّ على التاريخ، فريق من أفراد منبوذين ومتنافرين" |
Ama zaman aberasyonlarını önlemek ve tarihte açtıkları hasarı onarmak amacıyla zaman yolculuğu yapan bir grup var. | Open Subtitles | "لكن فريقًا واحدًا يسافر عبر الزمن لوقف انتشار ما يُدعى بالانحرافات الزمنيّة" "ومحو تأثيرها الضارّ على التاريخ، فريق من أفراد منبوذين ومتنافرين" |
"lobotomobil" adını verdiği minibüsle tıp merkezlerinin işlemlerini canlandırmak üzere bütün ülke boyunca seyahat ediyordu. | Open Subtitles | الطبيب كان يسافر عبر البلاد ،في سيارة يطلق عليها السيارة الجراحية لينشر الطريقة إلى المراكز الطبية. |