"يسافر عبر" - Traduction Arabe en Turc

    • yolculuk
        
    • yolculuğu
        
    • boyunca seyahat
        
    Ya bebek de benim gibi zamanda yolculuk yaptıysa? Open Subtitles ماذا لو كان الطفل يسافر عبر الزمن مثلي ؟
    Bunun anlamı, ışığın boşlukta yolculuk yapıyor olmasıdır. Open Subtitles وهذا يعني انه يجب أن يكون الضوء يسافر عبر الفراغ.
    Eter'e karşı hareket eden ve geri dönen ışık, ether boyunca yolculuk yapan ışığa göre bu yolculuğu değişik bir zamanda bitirir. Open Subtitles الضوء الذي يسافر ضد الأثير ويعود مرة أخرى يغطي هذه الرحلة في وقت مختلف عن الضوء الذي يسافر عبر الأثير.
    Film, bir polisin zaman yolculuğu yapması üzerine, ve ben de bir tabanca hazırladım. Open Subtitles قصة الفيلم عبارة عن ظابط يسافر عبر الزمن,لهذا فقد احضرت مسدس
    Delik boyunca seyahat ederken bunun içinde bulunmak bir insan için çok tehlikeli. Open Subtitles هذا خطير للغاية أي شخص يكون داخل هذه بينما يسافر عبر ثقب دودي
    Çocuğun yaşlı hâli. Anladın mı? Zamanda yolculuk ediyor, ve yarın yine öldürecek, Gordo. Open Subtitles إنه الطفل في سن أكبر إنه يسافر عبر الزمن
    İçi dışından daha büyük bir kulübenin içindeyiz, - ...ve zaman ve mekânda yolculuk ediyoruz? - Temelde evet. Open Subtitles اذا نحن في صندوق حجمه أكبر من الداخل و يسافر عبر الزمان و المكان
    Belli ki zamanda yolculuk yapan birinden yardım almışlar. Open Subtitles جليًا أن الفاعل ساعده ما يشبه حليفًا يسافر عبر الزمن.
    Pekala, karşımızda hızlı, zamanda yolculuk yapabilen ve asla pes etmeyen bir şey var. Open Subtitles حسناً، إنه سريع و يسافر عبر الزمن، إنه لا يستسلم أبداً
    Bu makineyle geçmişte yolculuk yapıyor ve... Open Subtitles أنه يسافر عبر العصور بهذه الآلة
    Ben de daha yeni tanıştım. Doktor zaman ve uzayda yolculuk yapıp insanları topluyor. Open Subtitles لقد قابلته للتو، فالدكتور يسافر عبر الزمانوالمكانويلتقطالناس...
    Sen şimdi onun zamanda yolculuk yaptığını mı söylüyorsun... Open Subtitles أنت تقول إذاً أنه يسافر عبر الزمن
    Şimdi ya da daha önce hiç norveç tanrısı, vampir ya da zaman yolculuğu yapan cyborg oldun mu? Open Subtitles ... هل أنتَ الآن أو كنت أبداً إله أو مصاص دماء أو كائن فضائي يسافر عبر الزمن؟
    Ama zaman aberasyonlarını önlemek ve tarihte açtıkları hasarı onarmak amacıyla zaman yolculuğu yapan bir grup var. Open Subtitles "لكن فريقًا واحدًا يسافر عبر الزمن لوقف انتشار ما يُدعى بالانحرافات الزمنيّة" "ومحو تأثيرها الضارّ على التاريخ، فريق من أفراد منبوذين ومتنافرين"
    Ama zaman aberasyonlarını önlemek ve tarihte açtıkları hasarı onarmak amacıyla zaman yolculuğu yapan bir grup var. Open Subtitles "لكن فريقًا واحدًا يسافر عبر الزمن لوقف انتشار ما يُدعى بالانحرافات الزمنيّة" "ومحو تأثيرها الضارّ على التاريخ، فريق من أفراد منبوذين ومتنافرين"
    "lobotomobil" adını verdiği minibüsle tıp merkezlerinin işlemlerini canlandırmak üzere bütün ülke boyunca seyahat ediyordu. Open Subtitles الطبيب كان يسافر عبر البلاد ،في سيارة يطلق عليها السيارة الجراحية لينشر الطريقة إلى المراكز الطبية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus