"يستحق ان" - Traduction Arabe en Turc

    • hak ediyor
        
    • değmez
        
    • hak etmiyor
        
    • hak etmiş demektir
        
    Ailemizin gözünde beni küçük düşürdüğü ve, beni haksız yere suçlayarak hayatımı mahvettiği için evet, kardeşim ölmeyi hak ediyor! Open Subtitles لقد جعلتنى سئ فى نظر والدينا لقد اتهمتنى زورا ، وتسببت فى تدمير حياتى ..نعم ، فاخى يستحق ان يموت
    Tahminim, adamın suçlu bulunacak çünkü hak ediyor. Open Subtitles تخمينى ان رجلك سينتهى لانه يستحق ان ينتهى
    Eğer yeniden Lucas'a dönmek istiyorsan... bunu göstersen iyi olur... çünkü kendisini seven biri ile olmayı hak ediyor. Open Subtitles اذا قررتي العودة مع لوكاس من الافضل انك تعنين ذلك لانه يستحق ان يكون مع شخص يحبه
    Bak, Kara'ya söz verdiğini biliyorum, ama bu yüzden ölmene değmez. Open Subtitles اعرف انك وعدت كارا لكن هذا لا يستحق ان تقتل نفسك
    Onu öldürmeye çalışmıyordum. Onun uğruna asılmaya değmez. Open Subtitles لم أكن أنوى قتله لا يستحق ان اشنق من أجله
    Gökyüzünü bir daha görmeyi hak etmiyor ya da temiz hava solumayı. Open Subtitles هو لا يستحق ان يرى السماء او يتنفس الهواء ثانية
    Ve eğer bu evime giren, kocamı öldüren adamsa bu ölümü hak etmiş demektir. Open Subtitles و لو كان هذا هو الرجل الذى اقتحم منزلى وقتل زوجى, فهو يستحق ان يموت
    Herkes bir yere sahip olmayı hak ediyor ve kendiminmiş gibi yapana kadar burası onlarındı. Open Subtitles الجميع يستحق ان يكون لديه مكان وهذا المكان كان لهم حتى جعلته مكاني
    Lanet olsun, senin düşüncelerini hak ediyor. Open Subtitles الجحيم, أنه يستحق ان تضعيه فى حسباتك.
    Hayır, bakılmayı hak ediyor. Open Subtitles لا . انه يستحق ان يعتني به أحدهم
    Doğru ellerde olmayı hak ediyor. Open Subtitles انه يستحق ان يكون في الايدي الصحيحة
    - İkinci bir şansı hak ediyor. Open Subtitles - يستحق ان يكون بالسجن - يستحق فرصه أخرى
    Kenny bunu bilmeyi hak ediyor, arkadaşlar. Open Subtitles حسنا، "كيني" يستحق ان يعلم، ياأولاد.
    Onlara ne istiyorlarsa verin. Burada ölmeye değmez. Charley, hadi. Open Subtitles دعوهم يحصلو على ما يريدون لا يوجد ما يستحق ان نموت من اجلة
    -Hayır. Koltuğa oturacaktım, ama bunun için ölmeye değmez. Open Subtitles انا اريد المقعد , لكنه لا يستحق ان اموت فوقه
    Bence, yaptırmaya... para vermeye değmez. Open Subtitles لا اعتقد ان الثمن الذي ستدفعه يستحق ان يتم اصلاحها
    Babam daima hiçbir şey hayatını mahvetmeye değmez, derdi. Open Subtitles اعتاد ابي دائما ان يقول لي لا يوجد ما يستحق ان تجعل حياتك تتهاوي من اجله
    Kimse ölmeyi senden çok hak etmiyor. Open Subtitles لا احد يستحق ان يموت اكثر منك انت
    Ve kimse seni öldürmeyi benden çok hak etmiyor. Open Subtitles ولا احد يستحق ان يقتلك اكثر مني انا
    Ünlü olan herkes ünlü olmayı hak etmiş demektir. Open Subtitles اي شخص مشهور يستحق ان يكون مشهورا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus