Karl Sieg'i bulmamıza yardım edebilecek başka biri olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن هناك أحد ما يستطيع المساعدة في العثور على كارل زيغ |
Neyin olduğunu bilen tek kişi o. yardım edebilecek tek kişi. | Open Subtitles | إنه يفهم ما الخطأ فيك هو الوحيد الذي يستطيع المساعدة |
Yola çık ve yardım edebilecek birilerini bul. | Open Subtitles | اخرجي إلى الطريق وجدي شخصاً ما يستطيع المساعدة |
yani ses tavrınız, eşinizle konuştuğunuzda ne zaman boşanacağınızı tahmin etmeye yardım edebilir. | TED | وحالتك الصوتية عندما تتكلّم مع زوجتك، يستطيع المساعدة على تنبؤ ما إذا كنت ستطلّق وحتّى وقت حدوث ذلك. |
Belki Pekin Şubesi yardım edebilir. | Open Subtitles | ربما فرعي في بيكين يستطيع المساعدة |
Bu seferki seni anlıyor ama yine de yardım edemez. | Open Subtitles | هذا الشخص يفهمك جيداً ولكنه لن يستطيع المساعدة |
Tamam, o zaman. Yardım edebileceğini düşünüyorsanız. | Open Subtitles | حسناً إذن , إن كان باعتقادك أنه يستطيع المساعدة |
Takımlarımızı geri çağırabilecek ve de yardım edebilecek birilerine ulaşabileceğiz. | Open Subtitles | سنكون قادرين على إعادة الاتصال بكل فرقنا على أمل الاتصال بأحد ما يستطيع المساعدة |
Beni tanımadığını biliyorum ama ben sana yardım edebilecek birisiyim. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ لا تعرفيني، ولكنّي شخصٌ يستطيع المساعدة |
yardım edebilecek birini. Burada bir doktor olmalı. | Open Subtitles | اي شخص يستطيع المساعدة لابد من وجود طبيب هنا |
Karl Sieg'i bulmamıza yardım edebilecek başka biri olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن هناك أحد ما يستطيع المساعدة في العثور على كارل زيغ |
Birisi belki sana yardım edebilecek birisi. | Open Subtitles | شخص ما شخص ربما يستطيع المساعدة |
yardım edebilecek biriyle konuşmaya gittim. | Open Subtitles | ذهبت لأستشير من يستطيع المساعدة. |
Aslına bakarsanız, bize yardım edebilecek bir tanıdığım var. | Open Subtitles | اتعلم , اني اعرف شخصا يستطيع المساعدة |
Telefonda dediğim gibi yardım edebilir. | Open Subtitles | كما قلت على الهاتف. إنه يستطيع المساعدة |
Ne yapacaksın? Bize yardım edebilir değil mi? | Open Subtitles | أنه يستطيع المساعدة, أليس كذلك؟ |
- Evet. yardım edebilir dedim. | Open Subtitles | أجل، أجل، فظننت أنه يستطيع المساعدة |
Bize yardım edebilir değil mi? | Open Subtitles | أنه يستطيع المساعدة, أليس كذلك؟ |
İnsanlar hastalanıyor ama kimse onlara yardım edemez. | Open Subtitles | سيمرض الناس.. ولا يوجد أحد يستطيع المساعدة. |
Yardım edebileceğini söyleyen herkese gitmiş. | Open Subtitles | متحريين خاصيين ، وأي شخص . قال انه يستطيع المساعدة |
Dostum, Forrest Aiken, bize yardım edemiyor. | Open Subtitles | والآن هناك توثيق ولم يعد صديقي يستطيع المساعدة |