"يستمر في" - Traduction Arabe en Turc

• sürekli
• duruyor
• devam ediyor
• etmeye devam

Ses seviyesinin altına girdi. sürekli iniyor ve hızı düşüyor.
سرعته أقل من سرعة الصوت أنه يستمر في فقد السرعة

Babam sürekli onunla dalga geçtiği için ben de çok üzgünüm.
أنا أيضًا آسفه جدًا لأن والدي يستمر في السخريه علية

Nasıl bir hasta ruhlu insan sürekli arayıp ta kapatır?
أي شخص مريض يستمر في الاتصال ويغلق السمّاعة؟

Müdür Park'a çok cömert olduğun için boş hayaller kurup duruyor. Seni zavallı
بما أنك تغطي دوما على افعاله،فهو يستمر في ملاحقة حلم لا معنى له

Kocam adamın laf dinleyeceği konusunda kendini kandırıp duruyor.
و زوجي يستمر في تضليل نفسه باعتقاده أن سيستمع لصوت المنطق

Kim olduğuma ve ne yapmış olduğuma dair geçmişteki bazı tanımlara dayanarak, neye ihtiyacım olduğunu tahmin etmeye devam ediyor.
يستمر في محاولته لتوقع ما أحتاجه إعتمادا على خصائص من الماضي حول الشخص الذي كنته, لما قمت به بالفعل.

dört artı dokuz on üçü, dokuz artı yirmi beş, otuz dördü Ve evet, örüntü devam ediyor.
و أربعة زائد تسعة يساوي 13، و تسعة زائد 25 يساوي 34، و نعم، النمط يستمر في التتابع.

Uzak doğu ile Avrupa arasında sürekli gidip gelen biri.
إنه يستمر في نقل قواعده بين الشرق الأقصى وأوروبا

Bir sunumumu bitirmeye çalışıyorum, programım sürekli bozuluyor uğraşacak vaktim yok.
حسناً أنا أحاول إنهاء مقدمتي و جهازي يستمر في التعطل و ليس لدي وقت لأتعامل معه

Bu suçlamaların hiçbiri kanıtlanamadı ama sürekli yeni davalar açılıyor.
ورغم أن أيا من هذه الحالات كان ناجحا، والبعض الآخر يستمر في الظهور.

Bağlantı sürekli kayıyor. Şablonları yeniden ayarlamam gerekiyor.
الاتصال يستمر في التذبذب، ولابد أن أعيد الصياغة

Hayır, bilmem. Bence işleri sürekli batırıyor.
كلاّ، لا أعرف، فما يبدو لي أنّه يستمر في إفساد الأمور

sürekli terk edilen bir adam gibi giyindim.
لقد فعلت لقد إرتديت كالرجل الذي يستمر في التخلص منه

O seni bulacaktır. Yardım edebileceğini biliyor. O yüzden sana gelip duruyor.
سيجدك هو،يعرف أنه يمكنك مساعدته و لهذا يستمر في العودة إليك

Söyle söyleyeyim, kadini beceren herif, devamli baska bir herife dönüsüp duruyor.
حسناً، الرجل الذي تعاشره.. يستمر في التحول إلى شخص آخر.

Semptomlar uydurup duruyor ve şimdi bir de ona bu iğrenç anti-diyabetik yemeklerden yapmam gerekiyor.
انه يستمر في تخيل الأعراض و الآن علي ان اعد له تلك الوجبات الشنيعة الخاصة بمرضى السكري

Bana olan aşkından bahsedip duruyor ve yarına kadar kalbini kıramam.
انا أختبىء من ماكس انه يستمر في اعلان حبه لي وأنا لا أستطيع كسر قلبه حتى بعد نهاية مباراة الغد

Bu noktada gördüğü herşey linguiniden hafifçe etkilenmiş halde. Sürmeye devam ediyor, çünkü bu adamın yapacak bir işi var.
وتؤثر مكرونة اللقويني على وجهة نظره منذ هذه المرحلة. ولكنه يستمر في الحركة لأن عليه الوصول إلى العمل.

Vermenin oluşturduğu sıcak duygu yetişkinlikte de devam ediyor.
وهذا الشعور الرائع للعطاء يستمر في البلوغ

Bu dünyanın nesi var böyle herkes devam ediyor.
ربّما هذا خطأ شائع في العالم الجميع يستمر في حياته فحسب

Önemli bir kişi, lakin yasal haklarini topraklarim uzerinde talep etmeye devam ediyor.
إنه رفيقُ هام، ولكنه يستمر في الإدعاء أن له حقوقاً شرعية .على بعضٍ من أراضي