"يسمحوا لك" - Traduction Arabe en Turc

    • izin vermezler
        
    • için yetki vermezler
        
    • almazlar
        
    • seni içeri
        
    • girmene izin
        
    Ama eğer mahkeme burada olduğunu anlarsa, bir daha eve gelmene izin vermezler. Open Subtitles لكن إذا علمت المحكمة أنك تواجدت هنا فلن يسمحوا لك بالعودة للبيت أبداً
    Burda bir iki hafta çalışmadan büyük ihtimalle tüplerle çalışmana izin vermezler. Open Subtitles على الأرجح لن يسمحوا لك بالعمل هنا حتى يمر عليك أسبوع أو اثنان
    Bunu yapman için yetki vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لك بذلك
    Bunu yapman için yetki vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لك بذلك
    O otele bir daha gitmem, zaten seni de almazlar. Gerek yok ki. Open Subtitles أنا لن أعود إلى ذلك الفندق وأنا متأكدة أنهم لن يسمحوا لك بالدخول
    Ama sonra gidersen seni içeri almazlar. Open Subtitles ولكن إن إنتظرت لن يسمحوا لك بالعودة
    Saul'un babası yozlaşmış bir kumarbaz. Eğer ki yozlaşmış bir kumarbazın oğlu isen, içeri girmene izin verirler. Open Subtitles و إذا قمت بشيء من المقامرة فهم لن يسمحوا لك بالمشاركة
    - İçeri girmenize izin vermezler. - Göreceğiz. Open Subtitles ـ لن يسمحوا لك بالدخول ـ سوف نحاول التصرف
    Eğer görmemen gereken bir şey görürsen asla gitmene izin vermezler. Open Subtitles إذا رأيت شيئاً ما لا يحقّ لك رؤيته لن يسمحوا لك بالرحيل أبداً.
    - Eğer bunu öğrenirlerse turneye çıkmana kesinlikle izin vermezler. Open Subtitles نعم, إذا اكتشفوا ذلك فمن المستحيل أن يسمحوا لك بالذهاب في جولة
    İçeri cüzdan, telefon falan sokmana izin vermezler. Open Subtitles ولن يسمحوا لك بأخذ حقيبة يد أو هاتف أو أي شيء
    Yanılıyorsun. Değişmene izin vermezler. Open Subtitles . أنت مُخطيء لن يسمحوا لك بأن تتغير
    Ne bebeği ne de Maritza'yı göremezsin. Telefon açmana bile izin vermezler. Open Subtitles إنهم لن يسمحوا لك حتى بالاتصال.
    İzin olmadan sizi öylece içeriye almazlar. Open Subtitles .. إنهم لن يسمحوا لك بالدخول بدون ترخيص ..
    O otele bir daha gitmem, zaten seni de almazlar. Open Subtitles أنا لن أعود إلى ذلك الفندق وأنا متأكدة أنهم لن يسمحوا لك بالدخول
    Muhafızlar seni içeri almadılar mı? Open Subtitles إذاً، الجوّالة لم يسمحوا لك بالدخول؟
    Umarım seni içeri alırlar. Open Subtitles أتمنى أن يسمحوا لك بالدخول.
    Tekrar binaya girmene izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لك بالعودة الى المبنى ؟
    Kayıtları kapattılar. Yarışa girmene izin vermezler. Open Subtitles التسجيل توقف لنّ يسمحوا لك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus