Evi genişletmek için para kullanmama izin veriyor. | Open Subtitles | هذا يسمح لى بإستخدام الأموال لتوسيع المنزل |
Beni anlıyor. Beni anlıyor ve hala etrafında dolaşmama izin veriyor. | Open Subtitles | ، هو يفهمنى يفهمنى و يسمح لى بالبقاء معه |
Domuzu ve beyaz kadınları sevdiğimi biliyor, fakat hala onunla beraber olmama izin veriyor. | Open Subtitles | ، و هو يعلم أننى أحب لحم الخنزير و النساء البيض و لكنه ما زال يسمح لى بالبقاء معه |
Beni anlıyor. Beni anlıyor ve hala etrafında dolaşmama izin veriyor. | Open Subtitles | ، هو يفهمنى يفهمنى و يسمح لى بالبقاء معه |
Senden iyilik isteyecek konumda değilim, Pierre. | Open Subtitles | انا لست بموقع يسمح لى أن أطلب منك أى خدمات يا بييار |
Domuzu ve beyaz kadınları sevdiğimi biliyor, fakat hala onunla beraber olmama izin veriyor. | Open Subtitles | ، و هو يعلم أننى أحب لحم الخنزير و النساء البيض و لكنه ما زال يسمح لى بالبقاء معه |
Ama kanepesinde bedava kalmama izin veriyor. | Open Subtitles | ولكنه يسمح لى بالنوم على اريكته دون مقابل |
Agathon, yasalar 300 adam almama izin veriyor. | Open Subtitles | -اجاثون,ان القانون يسمح لى باخذ ثلاثمائة رجل |
Bazen orada kalmama izin veriyor. | Open Subtitles | فهو يسمح لى البقاء فى بعض الاحيان |
Burada duş almama izin veriyor. | Open Subtitles | وهو يسمح لى بالاستحمام هنا |
- Ben yargılayacak konumda değilim. - Neden? | Open Subtitles | أنا لست فى موضع يسمح لى بالحكم لماذا لا؟ |
Artık ondan iyilik isteyecek bir konumda değilim. | Open Subtitles | لست فى وضع يسمح لى أن أطلب منها أى شىء. |
- Demiryoluna et satacak konumda olmadığım için demiryolu kontratlarını feshettim. | Open Subtitles | أنا ألغيت عقود،"السكك الحديدية" لأنني في منصب لا يسمح لى بالتفاوض على بيع اللحوم "للسكة الحديد". |