"يسهل" - Traduction Arabe en Turc

    • kolayca
        
    • kolaydır
        
    • kolaylaştırır
        
    • çok kolay
        
    • daha kolay
        
    • kolaylaştırıyor
        
    • zor
        
    • kolaydı
        
    • kolaylıkla
        
    • kolaylaştırmıyor
        
    • basit
        
    • rahat
        
    • edilebilir
        
    • için kolay
        
    • kolaylaşıyor
        
    Neyse ki evimizdeki her şeyi posta kutumuz gibi kolayca kırılmış hayal edebiliyoruz. Open Subtitles لحسن الحظ، مثل كل الأشياء في منزلنا يسهل أن نتخيل صندوق بريدنا مكسورا
    Olayları ve duyguları birbirine bağlayıp, onları sezgisel olarak kolayca anlaşılabilir bir seriye dönüştürüyoruz. TED نربط الأحداث و المشاعر و نحولها بطريقة فطرية الى تسلسل يسهل علينا فهمه
    Bir işle ilgilenen tek kişi sizseniz o konuda uzman olmanız kolaydır. Open Subtitles يسهل أن تكون الخبير إن كنت الوحيد بالعالم الذي يبدي ثمّة إهتمام.
    - kolaylaştırır size de kulüp ne buldum Sadece gibi. Open Subtitles مثل التى عثرت عليها فى النادى , ذلك يسهل الامر
    İnsanların birbirlerine verdikleri değerden faydalanmak gerçekten çok kolay oluyor. Open Subtitles كم يسهل استخراج أفضل ما في الناس عندما يكترثون لبعضهم
    Bir kadın için daha kolay. Biz bunu yapmak zorundayız. Open Subtitles يسهل على المرأة تحمّل ذلك عن الرجل، علينا القيام بذلك.
    Bu işleri daha da kolaylaştırıyor Prenses. Sana güvenmekle sanırım, büyük hata yaptım. Open Subtitles هذا يسهل الأمور يا أميرة كلما فكرت أثق بك, كان هذا خطأ كبير
    Orada hicbir sey icin bulunmamis birisiyle bunu konusmak nasil zor olabiliyor? Open Subtitles لماذا يسهل التحدث مع شخص عن شيء لا يعرف عنه شيئاً البتة؟
    Nötronların hiç itici yükleri yoktur. Dolayısıyla demir grubu elementleri tarafından kolayca yakalanır. TED لا تمتلك النيوترونات شحنات نافرة لذلك يسهل احتوائهم بواسطة مجموعة العناصر الحديدية.
    Kendilerini layık görme hisleri güçlüdür, ama kendilerini kolayca tehdit altında hissedebilirler veya yetersiz görebilirler. TED لديهم حس عالٍ من الاستحقاق، لكن يسهل تهديدهم و إهانتهم.
    Nerede olmak istiyorsan oraya kolayca kurulur. Open Subtitles وهو يسهل بِنائه أيضاً. في أي مكان تريده.
    kolayca halledebileceğiniz bir şey yüzünden kavga etmeyiniz. Open Subtitles لا فائدة من القتال من أجل شيء يسهل تنفيذه.
    Kısa hayatı sebebiyle unutulması kolaydır ama İnternet son 30 yılda birçok kez değişmiştir. TED ونظرًا لقصر عمر الإنترنت، يسهل نسيان أن الإنترنت قد تغير عدة مرات خلال الثلاثين عامًا الماضية أو أكثر.
    Ve gerçek olduklarında, bu bilgi daha da baştan çıkarıcıdır ve olduğu gibi kabul etmek ve iletmek daha da kolaydır. TED كل هذه المعلومات التي تعتبر أكثر إغراءاً والتي يسهل قبولها بمجرد ظهورها وتمريرها إضافة لكونها حقيقية.
    Limbik sistem, beyin kenarındaki geçici loplarla alın arkasındaki ön loplar arasındaki bağlantıyı kolaylaştırır. Open Subtitles الجهاز الحوفي يسهل اتصالات بين الفص الصدغي على جانب من الدماغ والفص الجبهي خلف الجبين.
    Elbette çünkü senin pozisyona girmene izin verdim. Bu çok kolay. Open Subtitles أجل , فحينما تكون في تلك الوضعية يسهل عليك قول هذا
    Nefretle sevgiden daha kolay başedilebilir, özellikle de hayalkırıklıgına ugramış bir sevgiyse. Open Subtitles يسهل التعامل مع الكره أكثر بكثير من الحب خصوصاً الحب المخيب للآمال
    Ona bir daha eski halinle kavuşamayacağımı biliyorum. Bu, işimi kolaylaştırıyor. Open Subtitles أعرف أنني لن أستطيع إرجاعه كما كان هذا فقط يسهل الأمور
    Seni geri getirmek çok kolaydı Hiç inanmak istemediler sana Open Subtitles يسهل إعادتك بسهولة. أعتقد أنّكِ لم ترغبين بالرحيل.
    Ve bu tanımla, biz kırılgan bir şey hayal ediyoruz, kolaylıkla yok edilebilir bir şey, yırtılabilir bir şey, plastik kaplama kağıdı gibi bir şey. TED وبهذا، نتخيل شيئًا هشًّا، شيئًا يسهل تخريبه، شيئًا يمكنك تمزيقه، ربما كغلاف بلاستيكي.
    Senin hamile kalamadığını sandığın için benden nefret ettiğini bilmek işimi kolaylaştırmıyor. Open Subtitles و لا يسهل عليَّ أن أخشى أن تكرهيني لأنكِ تظنين أنه لا يمكنك الإنجاب
    Çalışmaları için hikayeler basit olmalı, kolay ele alınan, diğerlerine kolay anlatılan, kolay hatırlanan. TED كي تؤدي القصص الغرض منها يجب أن تكون بسيطة، سهلة الإدراك، يسهل روايتها للآخرين، ويسهل تذكّرها.
    Seninle çok rahat konuşa biliniyor. Sana her şeyi anlatabilirmişim gibi hissediyorum. Open Subtitles يسهل التكلم معاك أشعر بأن بإمكاني إخبارك أي شيء
    Yani Sen kendini önceden tahmin edilebilir biri olarak düşünmüyorsun? Open Subtitles أنت لا تعتقد بأنك من النوع الذي يسهل التنبؤ به؟
    Gelecek yıl gene şapa oturmamam ve 30 yaş üzerindekiler için... kolay dinlenir müzik çalan tapon FM'i... dinlemeye mahkum olmamam gerekiyordu. Open Subtitles قررت ألا أكون العام المقبل فى مثل هذا الحال أستمع إلى أغانى الراديو الحزينة، التى يسهل سماعها لمن هم فى الثلاثين
    Linuxu meşrulaştırıyor. Yani dışarıya açılmamız kolaylaşıyor. Open Subtitles انها جعلت اللينكس شرعيا بحيث يسهل علينا الخروج

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus