"يسوء" - Traduction Arabe en Turc

    • kötüleşiyor
        
    • kötüsü
        
    • kötüleşebilir
        
    • ters
        
    • kötüye gidiyor
        
    • sarpa
        
    • daha kötü
        
    • da kötüye
        
    • kötüleşmeden
        
    • kötüleşmeye
        
    • da kötü
        
    • gidebilir
        
    • kötüleşir
        
    • kötüleşene
        
    • kötüleşecek
        
    Her şey iyi olacak deyip duruyorsun ama her şey daha da kötüleşiyor. Open Subtitles تظلين تقولي أنّ كُل شئ على ما يرام و لكن كل شيئ يسوء
    Durumları kötüleşiyor, ama lenfler artık normal. Open Subtitles . لكنهم جميعاً ألان يتصرفون مثل الأطفال . ان الوضع يسوء
    Bardağın dolu tarafına bak-- en azından daha kötüsü olamaz. Open Subtitles أنظر للجانب الجيد على الأقل لا يمكن أن يسوء الحال
    Takip ediliyor. Daha da kötüleşebilir. Open Subtitles هناك أحد ما يلاحقها و أعتقد أن الأمر سوف يسوء
    İşler ters gittiğinde, birinin kıçınızı çatışmadan çekip çıkarması lazım. Open Subtitles على شخص أن يقوم بإنقاذكم من الموت عندما يسوء الوضع.
    Daha da kötüye gidiyor ve tek önemsediğim kişi Hugh Sloan. Open Subtitles و الوضع يسوء و الوحيد الذي أهتم بشأنه هو هيو سلون
    İşler sarpa sarınca bizi yüzüstü bırakmayın yeter. Open Subtitles فقط أعطنا بعض ما عندك لا تتخلى عنّا عندما يسوء الطقس
    Ama bu, Kedi gelmezse, polis seni yakalar ve her şey daha kötü olabilir. Open Subtitles ولكن اذا لم يظهر هذا القط ؟ سوف يقبض عليك البوليس وسوف يسوء الوضع أكثر
    Sonra, iyice kötüleşmeden önce yani tesise yerleştirilmeden önce demişti ki... Open Subtitles لكن قبل ان يسوء الامر ويذهب للمصحة قال انه يمكنه ان
    Pis, suç yuvası, gürültülü. Giderek kötüleşiyor. Open Subtitles قذر, ملىء بالجريمة, و مزعج و الأمر يسوء فقط
    Hey, gerçekten acele etmeliyiz, dışarıda durum kötüleşiyor. Open Subtitles مرحبًا , يجب علينا حقًا الإسراع الجو يسوء في الخارج.
    O bunların dışında kalıyor ama durum gittikçe kötüleşiyor. Open Subtitles لقد كان جيك خارج الموضوع, ولكن اسمعني, ان الوضع يسوء
    Bundan daha kötüsü olamaz, değil mi? Open Subtitles حسناً، لا يمكن أن يسوء الأمر أكثر من ذلك، أليس كذلك؟
    Sizi çağırtmak zorunda kaldık. 3 kişi öldü. Daha kötüsü de olabilirdi. Open Subtitles آسف أنني أحضرتكم إلي هنا يارفاق ثلاث أشخاص ماتوا ، وكان يمكن أن يسوء الأمر أكثر
    Görüşünü kaybetmesi çok yeni ve hızlı bir şekilde kötüleşebilir. Open Subtitles فقدانه للرؤية حدث مؤخراً ومن الممكن أن يسوء الأمر
    Hipnoz ters etki yaratıp anılarına zarar verebilir. Open Subtitles يمكن أن يسوء التنويم المغناطيسي ويشوه ذكرياتك
    Çünkü her gün daha kötüye gidiyor. Daha rahatsız ve öfkeli. Open Subtitles وضعه يسوء كل يوم يصبح أكثر اضطراباً وعنفاً
    İşler sarpa sardığında bize haber ver, biz de onu patlatalım. Open Subtitles اعلمنا فقط حينما يسوء الأمر، وسنكون جاهزين
    Bugün üçüncü. Gece daha kötü. Bunun arkasında biri var. Open Subtitles الثالث على التوالى اليوم و فى الليل يسوء الحال
    Ve işler daha da... kötüye gider. Open Subtitles وبصفتي شرطي فبوسعي أن أخبرك قد يسوء الوضع كثيراً
    Ameliyatın riskleri var ama kanama daha da kötüleşmeden olmak zorunda. Open Subtitles هناك مخاطر في هذه الجراحة ولكن يجب القيام بها قبل أن يسوء النزيف
    Ve durumları her ne kadar talihsiz göründüyse de kötüleşmeye daha yeni başlamıştı. Open Subtitles ,و لسؤ الحظ كما بدت حالتهم . كان الأمر يسوء
    En iyi arkadaşımın acı çekerek ölmesini izledim. Günüm daha da kötü geçemez. Open Subtitles لتوي رأيت أعز صديقة لي تنازع الموت لا يمكن ليومي أن يسوء أكثر
    Eğer Angel eski haline dönerse, işler ne kadar kötüye gidebilir? Open Subtitles لو عاد لأيامه القديمة كم يمكن أن يسوء الأمر ؟
    ve üzülerek söylemeliyim ki yaşla birlikte giderek kötüleşir. Open Subtitles و انا حزين لاخبرك انه يسوء مع التقدم في العمر
    Neden bu kadar kötüleşene kadar tedavi olmadın, anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم لماذا تركتموه يسوء إلى هذه الدرجة قبل البحث عن علاج.
    Ona şimdi karşı gelmezsen her şey daha da kötüleşecek. Open Subtitles اعني, ان لم تواجهها الان سيجعل هذا الأمر يسوء

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus