Daha da fazla dikkat dağıtıyor. | Open Subtitles | ,فيكشط الباب وينبح هذا حتى يشتت إنتباهي أكثر |
Üzgünüm, ama ağzın inanılmaz dikkatimi dağıtıyor. | Open Subtitles | انا اسفه ولكن فمك يشتت الانتباه بشكل لا يصدق. |
Teker üstündeyken, hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin vermemelisin telefonun, mesajların ya da... | Open Subtitles | يجب ان لا تجعلي اي شيء يشتت تركيزك الهواتف النقالة ، الرسائل |
Pekâlâ, aynaları kontrol et ve dikkatini hiçbir şeyin dağıtmasına izin verme. | Open Subtitles | حسناً, تذكري التحقق من مراياك ولا تدعي أي شيء يشتت إنتباهك |
Yeşil Kokarca Çengeli dikkatlerini dağıtır. | Open Subtitles | الجنس. ظربان أخضر المؤخرة يشتت انتباهها. |
Çocuklar öğrenemedikleri için dikkatlerini dağıtacak başka şeyler arıyor olabilirler. | TED | ولأن الطفل لايمكنه التعلم فهو يبحث عما يشتت انتباهه |
Dinleyin, sizler, hepiniz etrafta vızıldayıp duruyorsunuz, çok dikkat dağıtıcı. | Open Subtitles | انصتوا جميعكم أنتم تحدثون الكثير من الفوضى مما يشتت انتباهي |
Tefekkür düzeyine ulaşmak için çalış... böylece dikkatin dağılmaz... yani kendi enerjin dışında hiçbir şey... görmez ya da hissetmezsin. | Open Subtitles | تدرب إلى أن تتمكن من التأمل، يجب ألاّ يشتت شيء انتباهك بحيث لا ترى أو تشعر إلا بطاقتك أنت |
Dikkatin dağılmasın dostum. Ben saydırmaya gidiyorum dostum? | Open Subtitles | لا يشتت انتباهه، نينو. |
Burda dikkatimizi dağıtıyor ve Javier Acosta rahatça kaçıyor | Open Subtitles | هنا حيث يشتت انتباهنا ثم يهرب خافيير أكوستا. |
Dikkatimi kahve gibi boş şeyler konuşarak dağıtıyor. | Open Subtitles | ،إنه يشتت إنتباهي لطالما يتحدث بلا داعي حيال القهوة، أنا لا أحب القهوة حتى |
Ortaıkta dolaşmasına izin veremem. Dikkatimi dağıtıyor. | Open Subtitles | لا يمكنني إحتماله هنا إنه يشتت إنتباهي |
Amy, lütfen. Hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تتركي أي شيء يشتت تركيزك |
Hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تجعل أي شيء يشتت أنتباهك. |
Senin pornoların dikkatimi dağıtır diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت بأن أفلامك الإباحية قد يشتت انتباهي. |
Gerçekler dikkatimizi dağıtır ve bizi alçaltır. | Open Subtitles | الواقع فقط يشتت انتباهنا ويقلل من شأننا |
Garajdan çıkarken senin dikkatini bu denli dağıtacak ne vardı? | Open Subtitles | وما هو الشيء الممكن الذي يشتت ذهنك من القياده لخارج الكراج؟ |
Ev tertemiz. Etrafta dikkatimi dağıtacak burrito'lar yok. | Open Subtitles | المنزل نظيف، لا يوجد شيء يشتت انتباهي |
Bu kadar güzel biriyle çalışmak dikkat dağıtıcı olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنه أمر يشتت الإنتباه أن تعمل مع إمرأة جميلة |
- Gibbs'in dikkati dağılmaz. | Open Subtitles | -غيبس) لا يشتت) |
Yukarıda olanlarla dikkatiniz dağılmasın! | Open Subtitles | ! لا تدعا ما في الأعلى يشتت انتباهكما ! |
Bunun beni oyalarken olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أتصور أن هذا حدث عندما كان أحدهم يشتت ذهنى |
Yani, rakip, kurbanı yanlış avın peşine takarak dikkatini başka yöne çeker. | Open Subtitles | كش إذن فالخصم يشتت ضحيته بأن يجعله يستهلك |
Bu artan kalabalığa meşgul olacakları birşeyler vermeyi onları kontrol altında tutmayı kolaylaştırabilirmiş. | Open Subtitles | مما قد يشتت الحشود المتزايدة... ويسهّل عملية التنظيم |