Neşeli halini açıklıyor. | Open Subtitles | حسناً, هذا يشرح سبب مزاجها السيء |
Almanların neden şimdi Renner'ın peşinde olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | قد يشرح سبب لحاق الإلمان بـ " رانير " الآن |
Bu neden üç gün ortadan kaybolduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يشرح سبب إختفائه لمدة الـ 3 أيام |
Belki gidişini açıklıyor veya özür diliyordur. | Open Subtitles | ربما يعتذر أو يشرح سبب مغادرته |
Bu da bizim şüphelinin, niçin ondan bu kadar çok korktuğunu açıklıyor. | Open Subtitles | حسنُ ، ذلك يشرح سبب خوف المشتبه به |
Bu neden bizim dilimzi konuştuğunu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يشرح سبب تكلمه لغتنا |
Bu Dewey'in burada olmasını açıklıyor. | Open Subtitles | أظن هذا يشرح سبب مجيء " ديوي " |
Geceleri gökyüzünde geometrik şekiller bulabiliyor olmamızın nedeni bu, Londra'da en az iki insanın kafalarında tam olarak aynı sayıda saç bulunduğunu, kontrol etmeden bilebiliyor olmamızın nedeni bu ve herhangi bir metinde, hatta Vanilla Ice'ın şarkı sözlerinde bile, şekillerin nasıl bulunduğunu açıklıyor. | TED | إنه السبب لوجود أشكال هندسية في سماء الليل, وهو السبب في أننا يمكن أن نعرف من دون تدقيق أن هناك شخصين على الأقل في لندن لديهم نفس عدد الشعرات على روؤسهم , وهذا ما يشرح سبب وجود الأنماط في أي نص. حتى في كلمات أغاني (فانيلا ايس). |