"يشعر بالذنب" - Traduction Arabe en Turc

    • suçluluk duyuyor
        
    • suçlu hissediyor
        
    • suçluluk hissediyor
        
    • pişmanlıkları
        
    • suçluluk duymuyor
        
    • suçluluk hisseder
        
    Doğru. İçten içe onu ihmal ettiği için suçluluk duyuyor. Open Subtitles ذلك حقيقي,في داخله كان يشعر بالذنب الشديد لإهماله
    Belki de seni kurtaramadığı için suçluluk duyuyor. Open Subtitles ربّما يشعر بالذنب لعدم تمكّنه من إنقاذكِ
    Babası kendisini o kadar suçlu hissediyor ki yaptığı her şeyi affediyor. Open Subtitles لكن ذلك مستحيل. والده يشعر بالذنب أيضاً إنه يغفر له كل شيء.
    Babam her gece dışarıda fink attığı için kendini suçlu hissediyor. Open Subtitles كل مرة يقضيها خارجاً كل الليل يشعر بالذنب
    Yüzüğüyle oynayıp duruyor, bir şey için suçluluk hissediyor, muhtemelen bugün birlikte olduğu hayat kadını için. Open Subtitles يواصل لمس خاتمِ زواجه، يشعر بالذنب حيال شيئٍ ما، على الأرجح من المومس التي ضاجعها مؤخراً.
    Çok saçma. Herkesin pişmanlıkları vardır. Open Subtitles هراء كل شخص يشعر بالذنب
    Tabiki de, bunu okuyan herkes yaptıkları kötü şeylerden dolayı suçluluk duymuyor. Open Subtitles بالطبع ليس كل من يقرأه يشعر بالذنب على ما يفعله
    İnternette porno siteleri gezerken bile suçluluk hisseder. Open Subtitles الشاب يشعر بالذنب لمجرد تصفحه لمواقع اباحية على الانترنت
    Ama kimseyi dinlemiyor ve kardeşini bıraktığı için suçluluk duyuyor. Open Subtitles انه لن يستمع إلى أي شخص، وانه يشعر بالذنب انه غادر شقيقه وراء. الحق.
    Sence içinden bir parça kocanın parasını aldığın için suçluluk duyuyor olabilir mi? Open Subtitles كنت أعتقد أن هناك جزء منك أن يشعر بالذنب قليلا لأن لديك المال من زوجك؟
    Ama annemle beni bıraktığı için suçluluk duyuyor. Open Subtitles ولكنه يشعر بالذنب لأنه تركني مع أمي
    Sana ve ailene dadandığı için suçluluk duyuyor. Open Subtitles يشعر بالذنب لمطاردتك أنت وعائلتك
    suçluluk duyuyor. Open Subtitles . انه لم يواجد هذا , انه يشعر بالذنب
    Annemle babamın evliliğini sona erdirdiği için kendini suçlu hissediyor. Open Subtitles إنه يشعر بالذنب فقط لأنه أفسد زواج والدي.
    Babam buraya hiç gelmiyor. Sanırım kendisini suçlu hissediyor. Open Subtitles نادراً ما يأتي والدي الى هُنا أعتقد، أنه يشعر بالذنب
    Pekala, kesinlikle Naomi hakkında çok suçlu hissediyor. Open Subtitles حسنا، انه بالتأكيد يشعر بالذنب نحو نعومي
    suçlu hissediyor, bunca yıl ezik kardeşiyle savaşıyor... Open Subtitles يشعر بالذنب طوال هذه السنوات وهو يتشاجر مع شقيقه الفاشل
    Kendini suçlu hissediyor.Hayatında birkerecik doğru birşey yapmaya çalışıyor. Open Subtitles ‫لأنه يشعر بالذنب ‫إنه يحاول فعل الصواب
    Yüzüğüyle oynayıp duruyor, bir şey için suçluluk hissediyor, muhtemelen bugün birlikte olduğu hayat kadını için. Open Subtitles يواصل لمس خاتمِ زواجه، يشعر بالذنب حيال شيئٍ ما، على الأرجح من المومس التي ضاجعها مؤخراً.
    Şimdi de bunu aklına getirdiği için suçluluk hissediyor ve kendisine fiziksel zarar vermek istiyor, ama hastanın önünde bunu yapamıyor. Open Subtitles والآن هو يشعر بالذنب, لتفكيره في هذه الفكرة.. ويريد معاقبة نفسه جسديّاً, لكنه لم يستطع لأننا مع مريض.. !
    Çok saçma. Herkesin pişmanlıkları vardır. Open Subtitles هراء كل شخص يشعر بالذنب
    Elbette, herkes yaptığı kötü şeylerden sonra suçluluk duymuyor. Open Subtitles بالطبع ليس كل من يقرأه يشعر بالذنب على ما يفعله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus