Bu, diğer gezegenlerin barış ve güvenliği için bir tehdit oluşturacaktır. | Open Subtitles | هذا سوف يشكل تهديد للسلم والأمن للكواكب الأخرى. |
Güvenlikçi silahsız ve kelepçelenmiş. Suçlumuza nasıl bir tehdit olabilir ki? | Open Subtitles | الحارس اعزل و مقيد فكيف يشكل تهديد على الجانى |
Kocanın şimdiye kadar yaşamasına izin verdi çünkü büyük bir tehdit değildi. | Open Subtitles | هو الذي ترك زوجك حياً حتى الآن لأنه لم يكن يشكل تهديد له |
Binbaşı Reardon'un tehdit olduğunu düşünmüştü. | Open Subtitles | تَخيّلَ الرائدُ ان ريردون يشكل تهديد له |
Yaptığımıza tehdit oluşturan herkes harcanabilir.. | Open Subtitles | أي شخص يشكل تهديد لمصلحتنا يجب أن يموت |
Yaptığımız işe tehdit oluşturan herkes harcanabilir. | Open Subtitles | أي شخص يشكل تهديد لمصلحتنا يجب أن يموت |
Her nedense Superman'in Ulusal Güvenliğe tehdit oluşturduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | وبطريقة ما يظن ان سوبر مان يشكل تهديد للامن القومي |
Sayın Yargıç, insanların onun için bir tehdit oluşturduğunu unutmayalım. | Open Subtitles | بأن هذا الفتى يشكل تهديد لعامة المجتمع |
Bu solucan deliği büyük bir tehdit oluşturuyor. | Open Subtitles | ولكن هذا الثقب الدودي يشكل تهديد جسيم |
Tüm bu operasyon için bir tehdit haline gelmeye başlıyor. | Open Subtitles | لقد اصبح يشكل تهديد لنجاح العملية |
Hiçbiri de bir tehdit unsuru barındırmıyordu. | Open Subtitles | لا يوجد ما يشكل تهديد |
Sonuçta Turrini bir tehdit değil, Beckman'dan da izni kopardık. | Open Subtitles | تعلمين، لأن (توريني) لا يشكل تهديد |