"يصارع" - Traduction Arabe en Turc

    • mücadele
        
    • savaşıyor
        
    • güreşen
        
    • güreşini
        
    • güreşmek
        
    • dövüşürken
        
    • boğuşup
        
    • güreşecek
        
    • güreşiyor
        
    • güreşçiydi
        
    Vurduğu adamlardan biri O'nun hayatı için mücadele ediyordu. TED أحد الرجال الذين أطلق النار عليهم، الناجي، كان يصارع لينقذ حياته.
    Hareket edebilmek için müthiş bir mücadele verir, zihinsel stres had safhadadır. TED لكنه في الحقيقة يصارع كي يتحرك، ويشعر بتوتر نفسي حاد.
    İçimdeki karanlık yaşadığım her saniye içimdeki ışıkla savaşıyor. Open Subtitles الظلام بداخلي يصارع النور في كل لحظة أعيشها
    Timsahlarla güreşen, yıIan yiyen bir Tarzan. Open Subtitles ...إنه شبيه طرزان ...يصارع التماسيح ويأكل الأفاعي
    Tabii bir Kızılderili'yle timsahın güreşini görmek istiyorsan başka. Open Subtitles إلّا إذا كنت تريدين رؤية سيمينول هندي يصارع تمساحاً.
    Bir timsahla güreşmek gibi, ama kimse kazanmıyor. Open Subtitles يبدو الأمر كإنه يصارع تمساحاً، ماعدا لم يفز أيّ أحد على الإطلاق.
    En azından onu daha önce başkalarıyla dövüşürken gördük. Open Subtitles رأيناه يصارع من قبل على الأقل. لقد صارع رجالاً حقيقيين.
    İhanet duygularıyla boğuşup dururdu... sizin evlilik zorluklarından kaynaklanan. Open Subtitles هو كان يصارع بمشاعر الخيانة ينزع العنق من صعوباتك الزّوجية.
    Bu hafta güreşecek miymiş neymiş. Open Subtitles قال لي أنه يصارع , أو شيء كهذا هذا الإسبوع
    Adam boz ayıyla, aslanla ve timsahla güreşiyor. Open Subtitles هذا الرجل يصارع دببة امريكية واسود
    - Çünkü Mike'ta güreşçiydi. - Biliyorum, onu söylemiştin zaten. Open Subtitles لأن ( مايك ) يصارع - أعرف , لقد قلت هذا لتوك -
    Laugesen politik hayatı için mücadele ediyor. Open Subtitles مايكل لاغسن يصارع من اجل مستقبله السياسي
    Kaynakların söylediğine göre kardeşleriyle birlikte yıldızlaşan sorunlu şarkıcı kokain bağımlılığıyla mücadele ediyordu... Open Subtitles تقول المصادر أن المغني المسكين الذي ضرب النجومية مع إخوته كان يصارع إدمان الكوكائين
    Kurban mücadele etmiş, yani mahkum bunu gardiyan hayattayken yapmış. Open Subtitles الضحية كان يصارع مما يعني أن السجين فعل ذلك بينما كان هذا الرجل حيا
    Babam, flora ve ağaç türleri rehberiyle cesurca mücadele ederdi. Open Subtitles والدي كان يصارع بشجاعة من أجل دليل الحياة النباتية وأنواع الشجر
    Benim gibi hayatta kalmak için gözü kara mücadele ediyordu. Open Subtitles مثلى هو يصارع بقوه من اجل البقاء
    Ve o da senin için savaşıyor. Seni korumaya çalışıyor. Open Subtitles وهو يصارع من أجلك إنه يحاول حمايتكِ
    Jeff 25 yıldır H.I.V.'le savaşıyor ve steroidlerin hayatını kurtardığını söylüyor. Open Subtitles جيف) يصارع مرض نقص) المناعة منذ 25 عاما وهو يدعي أن السترويد أنقذ حياته
    Lord'umuz korkağın zehiriyle savaşıyor. Open Subtitles مليكنا يصارع السم الغادر
    Ruhuyla güreşen biri görmek istemiyor. Open Subtitles لا يريدون مشاهدة رجل يصارع نفسه.
    Bir kere boğa güreşini izlemiştim. Open Subtitles لقد رأيته ذات مرة وهو يصارع ثوراً
    Ve hiçbiriniz Central'dan o çocukla güreşmek istemediniz. Open Subtitles الآن, لم يوافق أياً منكم ان يصارع ذلك الفتى من "سنترال" اليوم
    Onu dövüşürken gördüm, Aakash. Open Subtitles لقد رأيته يصارع ياأكاش
    İhanet duygularıyla boğuşup dururdu... sizin evlilik zorluklarından kaynaklanan. Open Subtitles هو كان يصارع بمشاعر الخيانة ينزع العنق من صعوباتك الزّوجية.
    - Gil Thorpe'un oğluyla güreşecek. O adamdan nefret ediyorum. Open Subtitles (إنه يصارع ابن (جيل ثورب أكره ذاك الرجل
    Yale'de güreşiyor. Open Subtitles إنّه يصارع بجامعة (يال)
    - Babam da güreşçiydi. Open Subtitles و أبي كان يصارع أيضاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus