"يصطفون" - Traduction Arabe en Turc

    • sıraya
        
    • sıra
        
    • kuyruk
        
    • sırada
        
    Senin gibi bir kadınla yatmak için sıraya giriyor olmalılar. Open Subtitles من المؤكد أن الرجال يصطفون من أجل اللقاء بفتاة مثلك
    Senin gibi bir kadınla yatmak için sıraya giriyor olmalılar. Open Subtitles من المؤكد أن الرجال يصطفون من أجل اللقاء بفتاة مثلك
    Korumam için yalvaran insanlar ellerinde nakit parayla sıraya girdiler. Open Subtitles لدي رجال يصطفون دوراَ بأموال في يديهم يتوسلون مني الحماية
    Millet indirimsiz almak için sıraya girerken size neden iyilik yapayım ki? Open Subtitles لذا لمّ عليّ أن إعفيكما بينما أملك بائعين يصطفون لدفع السعر كاملاً؟
    Çevremde sıra oluşturup benimle tanışmak için beni takip eden insan yok. Adalet yok. Open Subtitles ليس هنا من يتبعنا في كل مكان يصطفون للقائي
    Bu benim ev haline gelmiştir. Çocuk benimle mücadele kuyruk yaptı. Open Subtitles حتى أصبح هذا منزلي كان الرجال يصطفون خارج هذا المنزل لمقاتلتي
    Bunu hazırlayacak 1 sene var ve şimdiden, umarım size biraz sonra gösterebilirim, şimdiden 25 kadar müthiş konuşmacı sırada. TED هناك عام لفعل هذا وبالفعل، كما أرجو لعرض القليل لاحقاً، هناك 25 متحدث رائعين يصطفون للعام القادم.
    Beni savunmak için sıraya giren dostlarımı say. Open Subtitles جون أخبرة كم من اصدقائي يصطفون للدفاع عني
    Babam hepsini kapıda sıraya dizmişti. Bu bizi hem üzmüş hem de hayal kırıklığına uğratmıştı. Open Subtitles لقد جعلهم أبي يصطفون أمام باب المنزل كان ذلك سببا في إحباطنا جميعا
    Muhtemelen teker teker girebilmek için kapıda sıraya girmişlerdir. Open Subtitles أعتقد أنهم يصطفون حتى يدخلوا واحداً تلو الآخر
    Wesminster Şatosu'nun en yüksek rütbelileri sizinle tanışmak için sıraya girerdi. Open Subtitles أعضاء في قصر وينمستر يصطفون رغبة في لقائك
    Millet sıraya girmişti. Ben de yemek sırası sandım. Open Subtitles لقد كان الناس يصطفون فعتقدت ان هناك طعام
    Bayfront'ta kızlar benim için sıraya girmişler. Open Subtitles لدي كل الفتيات في الواجهة المائية يصطفون أمامي
    Gardiyanlar teslim oldu, silahlarını aldık ve onları sıraya dizdik. Open Subtitles , استسلم الحرس , أخذنا أسلحتهم وجعلناهم يصطفون
    Ve bu devam ettikçe, alıcılar sıraya girdi Open Subtitles وحينما يبدأ المكان في جذب الأشخاص المشترين كانوا يصطفون
    - Ve bu çocuklara yardım için sıraya girecek insanlar yok. Open Subtitles و لا يوجد مجموعه من الاشخاص يصطفون لمساعدة هؤلاء الفتيه
    Alçakça olduğunu biliyorum fakat pasta bu kadar büyük olunca herkes sıraya giriyor. Open Subtitles هذا مهين، أعي ذلك لكن عندما يكون الربح بهذا الحجم الجميع يصطفون في الدور
    İnsanlar, neredeyse 40 yaşında olan ve 15 yıldır çalışmamış bir kadını işe almak için sıraya girmiyor. Open Subtitles تعرفون,الناس لا يصطفون فعلا لتوظيف إمرأة تقريبا عمرها 40 عاما و كانت خارج سوق العمل منذ 15 عاما
    Bununla birlikte, çocuklar sıraya olur, salıvermek, on dolar, gelir ödeme. Open Subtitles ومع ذلك، فإن الأطفال يصطفون يدفعون عشرة دولارات , يدخلون , ادعهم يتحررون
    Sana yardım etmek için sıraya giren çok kişi yok. Open Subtitles تعرف أنني لا أرّ الكثير من الناس يصطفون من أجل مساعدتك.
    Reston'ın arkasında sıra oluyorlar çünkü genel olarak onun tecrübeli ve Grant'le mücadele etmek için yeterince zorlu biri olduğunu biliyorlar. Open Subtitles إنهم يصطفون خلف رستون لأنهم يعلمون أنه محنّك وقوي بما يكفي لمحاربة غرانت في الانتخابات العامة
    Polis Gazetesi ve ucuz romanlar için kuyruk olmuş millet. Open Subtitles إنهم يصطفون ثلاث صفوف كبيرة على جريدة الشرطة ومُؤلفات البنس المرعب
    Bir sürü kişi sizin yerinize çalışmak için sırada bekliyor. Open Subtitles هناك الكثير من الناس يصطفون للحصول على عمل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus