Araba tasarladığınızda, lütfen satış sonrası tamirhanelerde arabayı tamir edenlerin ihtiyaçlarını göz önüne alın. | TED | عندما تصمم سيارات، أرجو الأخذ بعين الاعتبار حاجات هؤلاء الذين سوف يصلحون السيارات في كراجات خدمة ما بعد البيع. |
Biliyorum, ama ana banyodaki su tesisatı tamir ediliyordu ve arıza giderilmemiş, o yüzden Keefe tuvaleti kullanacak olursa... | Open Subtitles | أعرف، لكنهم كانوا يصلحون صمام المياه بالحمام الرئيسي و لم يصلحوا الصمام المطلوب لذا، فإن استخدم أحد الحمام |
Sokağın aşağısında bir elektrik hattını kesmişler yanlışlıkla kabloları tamir ediyorlarmış, o sırada birini göndermişler. | Open Subtitles | لقد قطعوا بالخطأ خط المشغل اخر الشارع كانوا يصلحون الكابل لذا ارسلوا شخص ما |
Şu an bunu tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصلحون الآن |
Yemek pişiriyorlar. Elbiseleri onarıyorlar. Çöpleri topluyorlar. | Open Subtitles | إنهم رائعون، يصلحون الملابس و يخرجون القمامة |
Her hafta şirketlere gidip açıklarını nasıl düzelteceklerini söylüyoruz. | Open Subtitles | كل أسبوع نزحف إلي الشركات تماما مثل هذه الشركة ونخبرهم كيف يصلحون هراءهم |
Herkesin adını öğrendim, ve klimayı tamir ediyorlar. | Open Subtitles | لقد أصبحت أعرف أسماء الجميع وهم الآن يصلحون التكييف |
Petworth bağlantısıdaki yeşil hattı tamir ediyorlar, kırmızı hat trenleri Fort Totten'da bekliyor, bu demektir ki bir sonraki tren Shady Grove'a | Open Subtitles | إنه يصلحون الخط الأخضر في بيتوارث قطارات الخط الأحمر عالقة في فورت توتين. ما يجعل القطار التالي إلى شايدي غروف |
Bazı erkekler tamir işine bakar, bazı erkekler tamir işine baktırır. | Open Subtitles | بعض الرّجال يصلحون أشياءً والبعضُ الآخر يتّصلون بالّذين يصلحون الأشياء. |
Tamam Alabama erkeklerinin sorunları var ama hepsi balık tutan ve araba tamir eden odunlar değiller. | Open Subtitles | نعم أن رجال ألاباما لديهم مشاكلهم و لكن ليس جميعهم يصطادون الأسماك و يصلحون السيارات |
Belki diğer gösterebilirsiniz bir radyoyu tamir etmeye nasıl çocuklar. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تري الأطفال كيف يصلحون جهاز راديو |
Pekala, tüm diğer kapılar da tamir ediliyor. Hiç birinde kapı kolu yok. | Open Subtitles | حسناً ،هم يصلحون جميع الأبواب الأخرى |
Çocuklar ahırı tamir etmeye gitti. | Open Subtitles | الشباب يصلحون الحظيرة بالخارج. |
Yani, kahretsin, onlara tamir için arabamı bile vermem. | Open Subtitles | أعني، لما تركتهم يصلحون سيّارتي |
Binayı tamir ediyorlar. | Open Subtitles | انهم يصلحون المبنى |
Kim binayı tamir ediyor? | Open Subtitles | من الذين يصلحون المبنى؟ |
Dışarıda bir şeyleri tamir ediyorlardır. Anlıyorum. | Open Subtitles | -إنهم يصلحون بعض الأشـياء بالخـارج |
Şu an bunu tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصلحون الآن |
Dinlenme odasını onarıyorlar. | Open Subtitles | يصلحون حجرة استراحة الحراس |
Devamlı bir şeyleri onarıyorlar. | Open Subtitles | يصلحون الأشياء دوماً |
- Bunu nasıl düzelteceklerini biliyorlar. - Tabii ya. | Open Subtitles | -سيعلمون كيف يصلحون هذا . |