| Yine çatıkatı! Çık Oraya! - Yola çıktım. | Open Subtitles | انها بنتهاوس مرة أخرى الحصول على ما يصل هناك. |
| Oraya ilk gidene ve yerleşene ait olacak. | Open Subtitles | سيكون ملك من يصل هناك أولا ويستولى على الأرض المرتفعة |
| Belki ona bir şey göndermelisin. Oraya vardığında, üzgün olduğunu anlar. | Open Subtitles | ارسل له شيئا وعندما يصل هناك سيعلم انك آسف |
| Ve Oraya geldiğinde yapacağın şey, bunu geri çekmek... ve kendi halinde devam eder. | Open Subtitles | ما ستفعله هو أنه عندما يصل هناك تعيده للأول وهاهو، يكلف لكنه ثابت ويبقى كما هو |
| Oraya vardığında, besleme parabolik olarak... durana kadar azalıyor ama A ucuna doğru etrafında bir eğri çiziyor. | Open Subtitles | وعندما يصل هناك تقل التغذية تلقائياً حتى تتوقف، لكنها تنحني لتعود للبداية أ |
| Oraya bir şekilde gitmesi lazımdı. | Open Subtitles | حسناً، اعتقد أنه كان عليه أن يصل هناك بطريقة ما، |
| Oraya gelip istediğini yapmama izin ver! | Open Subtitles | اسمحوا لي أن الحصول على ما يصل هناك ونفعل ذلك لك. |
| Bilim tarihindeki her isim, Oraya ilk ulaşan adamın ismidir. | Open Subtitles | إنّ كل اسم في تاريخ العلم هو اسم من يصل هناك أوّلاً. |
| Hiç kimse Oraya bizi durduracak kadar erken gelemezdi. | Open Subtitles | لا يمكن لأي أحد أن يصل هناك سريعاً ليوقفنا. |
| Bu Dwight'a Kira'yı bulması için zaman kazandırır ama Dwight Oraya ulaştığında Kira'nın hayatta olması gerek. | Open Subtitles | اعطاء دوايت الوقت للعثول على كيرا ولكن كيرا يجب أن تكون على قيد الحياة عندما يصل هناك |
| Oraya başka birilerinin bizden önce varmasını istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | لا نريد لشخص آخر أن يصل هناك أولاً ، أليس كذلك ؟ |
| Oraya ulaşmadan durdurmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا منعه قبل أن يصل هناك |
| Kılıç kendi kendine Oraya gelemez. | Open Subtitles | السيف لايمكن ان يصل هناك بنفسه |
| Baba , kim olduğunu bilmiyorum... ama nerede olabileceğini ve Oraya gelmeden önce neyapacağını biliyorum. | Open Subtitles | أبى,أنالا أعرفمنهو... لكنى أعرف أين سيكون و ماذا سيفعل قبل أن يصل هناك |
| Kendi kendine bunu Oraya koyması için biraz ağır. | Open Subtitles | انها ثقيلة قليلا بالنسبة له الحصول على ما يصل هناك قبل كل شيء بنفسه . |
| Ayakkabıları Oraya tek başlarına gitmedi. Hadi gel, Maura! | Open Subtitles | حذائه لم يصل هناك بنفسه " بالله عليك " مورا |
| Oraya zamanında gitmiş olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | أبإمكانه أن يصل هناك في ذلك الوقت؟ |
| Ve sonunda Oraya varıyor. | Open Subtitles | لكنه يصل هناك في آخر الأمر |
| Oraya geldiğinde beni ara yeter. | Open Subtitles | فقط أتصل بي عندما يصل هناك |
| Daha Oraya varmamıştır bile. | Open Subtitles | أظنه لم يصل هناك بعد |