Pencereyi de ört. O kuş Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | وأغلقي النافذة ذلك الطائر يصيبني بالصداع |
Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | يصيبني بالصداع. |
Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | إنه يصيبني بالصداع |
Derisi yüzülüyor ve benim Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | مما يصيبني بالصداع |
Tanrım, dışarısı çok aydınlık, Pencereden dışarı bakınca başım ağrıyor. | Open Subtitles | يإلهي، الضوء ساطعٌ بالخارج مجرد النظر عبر النافذة يصيبني بالصداع |
Bu Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | هذا يصيبني بالصداع |
- Şu alarm Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | هذا الإنذار يصيبني بالصداع. |
Best Buy Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | متجر "بيست باي" يصيبني بالصداع. |
- Stempel Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | -أهلاً -ستمبل) يصيبني بالصداع) |
-Burası Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | - هذا المكان يصيبني بالصداع |
Başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | لا أريد، إنه يصيبني بالصداع! |
Şu anda kafamda bir özür yazıyorum ve gerilim yüzünden başım ağrıyor ve çok üşüdüm. | Open Subtitles | أنا أصيغ اعتذار في عقلي وهذا يصيبني بالصداع وأشعر بالبرد |