"يصيحون" - Traduction Arabe en Turc

    • bağıran
        
    • bağırıyorlar
        
    • bağırıp
        
    • bağırıyorlardı
        
    • haykırdılar
        
    • bağırır
        
    • bağırıyor
        
    • haykırıyorlar
        
    • hootie-hooing
        
    • haykırıp
        
    Sinirlenip bağıran adamlar olunca karşına çıkacağım. Open Subtitles سأتواجد في طريق الرجال و هم يصيحون من الغضب
    Sinirlenip bağıran adamlar olunca karşına çıkacağım. Open Subtitles سأتواجد في طريق الرجال و هم يصيحون من الغضب
    Anlamı, bağırıyorlar demek. Kafalarının içinde çığlık atıyorlar. Open Subtitles هذا يعني انهم يصيحون يصرخون بداخل رؤوسهم
    Köpekler ve kuşlarla beraber tutsak tüm gece bağırıp çağırırlar. Open Subtitles لو ابقيناهم مع الكلاب والطيور سوف يصيحون ويصرخون طوال الليل
    Hatta ilk gün, birbirlerine bağırıyorlardı. TED في اليوم الأول، كانوا جميعهم يصيحون في بعضهم البعض.
    "Zorba" diye haykırdılar kolayca. Güler geçerim. Open Subtitles طاغية!" كما كانوا يصيحون" بكل سهولة، فينتابني الضحك
    Öğretmenler size bağırır, "Süspansuarın nerede?" Bilirsiniz. Open Subtitles المعلّمون يصيحون فيك "أين حزام الوقاية خاصتك؟"
    Burada bu kadar insan bağırıyor ve sen bana mı sus diyorsun? Open Subtitles كل أولئك الناس يصيحون وتقول لي اسكتي؟
    Ve şimdi bu adamlar... hiçbir şey bilmediklerini haykırıyorlar. Open Subtitles والآن يصيحون أنهم لا يعرفون أي شيء
    Siktir, hootie-hooing yapıyorlar. Ne? Open Subtitles تباً، إنهم يصيحون!
    Mesala, Eula için her gece bağıran o çocuklar. Open Subtitles انه كل اولئك الصبية الذين يصيحون حول يولا كل ليلة
    Kendini beğenmişçe cep telefonuna bağıran bir adam beni fark etmez. Open Subtitles بعض الرجال يصيحون بالهاتف لاكن لايدخولون في ملاحظاتي
    Kendini beğenmişçe cep telefonuna bağıran bir adam beni fark etmez. Open Subtitles بعض الرجال يصيحون بالهاتف لاكن لايدخولون في ملاحظاتي
    Meksikalı dostlarına, burada daha fazla ekmek var diye bağırıyorlar. Open Subtitles إنهم يصيحون ليخبروا أصدقائهم المكسيكيين أنه يوجد مزيد من الطعام هنا
    "Et yüzüyor." diye bağırıyorlar. Open Subtitles يصيحون: "اللحم يعوم"
    "Et yüzüyor." diye bağırıyorlar. Open Subtitles يصيحون: "اللحم يعوم"
    Bir aryayı beğenirlerse, bağırıp bis olarak çalınmasını önerirlerdi; üstelik konserin sonunda değil, hemen. TED فإذا أعجبهم مقطع ما، كانوا يصيحون مطالبين بإعادته مرة أخرى، و ليس بعد إنتهاء العرض و لكن في التو واللحظة.
    Bir türlü kaçamadım! bağırıp çağırıyorlardı sürekli. Open Subtitles لم أقدر على الخروج , كانوا يصيحون و يصرخون بالبيت كله
    Ben tek kelime etmeden önce birbirlerine bağırıyorlardı! Open Subtitles ماذا تقول . لقد كانوا يصيحون فى وجه بعضهم قبل أن أتفوه بكلمة
    Fahişesin, bizi utandırıyorsun senden nefret ediyoruz diye bağırıyorlardı. Open Subtitles و هم يصيحون أيتها الساقطة و أنهم في غاية الحرج وأنهم يكرهوني و كل ذلك
    Dürüst olanlar haykırdılar. Ve İsa onlar işitti. Open Subtitles الصالحين يصيحون و الرب يستجيب لهم
    Bazıları bana bağırır, bazıları çeyreklik verir. Open Subtitles بعض الناس يصيحون بي
    Aniden maskeli bir yabancı içeriye dalıyor ve bağırıyor: Open Subtitles وفجاة ، يدفع مقنعون الباب و هم يصيحون
    O lanetli adamın adını haykırıyorlar yine! Open Subtitles انهم يصيحون بأسم هذا الرجل البائس مجدداً!
    hootie-hooing Open Subtitles -ماذا؟ -إنهم يصيحون .
    Herkes gerçek diye haykırıp duruyor. Open Subtitles الحقيقة الجميع يصيحون عن الحقيقة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus