Tacizci derken sadece kadınları döven erkekleri kastetmiyorum. | TED | وعندما أقول مسيئون، لا أعني فقط الرجال الذين يضربون النساء. |
Ve ikimizde biliyoruz ki arkadaşlar mecbur kalmadıkça birbirine vurmazlar. | Open Subtitles | وكما نعلم الأصدقاء لا يضربون بعضهم البعض إلا أذا أضطروا لفعل ذلك. |
Evet, bu çocuklar eğlenmek için, sokaktaki insanları ölesiye dövüyorlar! | Open Subtitles | أجل هؤلاء الأطفال يضربون شخص في الشوارع للتسلية |
Sopalarla küçük toplara vururlar. | Open Subtitles | بعض الأشخاص يرتدون لبس مضحك يضربون كرات صغيرة بالهراوات |
Soyguncular önüne gelen herşeye ateş ediyorlar. | Open Subtitles | إن الرجال المسلحين يضربون الآن في أي شئ وكل شيء. |
-Çocuklara vuran adamlar hep böyle der. | Open Subtitles | صحيح، هذا مايقوله الرجال الذي يضربون الأطفال دائماً |
Şef Heisel, tecrübelerinize göre, ...rahipler genelde yaşlı kadınları döver mi? | Open Subtitles | الرئيس هايسل، من خبرتك، هل الكهنة يضربون السيدات المسنات؟ |
Çılgın herifler vuruyor Çünkü daha fazla istiyor | Open Subtitles | الناس المجانين يضربون لانه يريدون البعض |
O zaman neden cuma gecesi birbirlerini dövüyorlardı? | Open Subtitles | لمَ كانوا يضربون بعضهم إذاً ليلة الجمعه؟ |
Memurlar mahkûmları sistematik olarak dövüyorlarmış. | Open Subtitles | ضُبّاط يضربون السجناء بطريقةٍ منظمة. |
Kendilerini sevmeyenleri tutuklayan, saygı göstermeyenleri döven, zarar verenleri öldüren çok rozetliyle birlikte büyüdüm. | Open Subtitles | ترعرت حول الكثير من الشارات ، الّذين يعتقلون رجلاُ لأنّه لايروقهم . يضربون رجلاً لأنّه لايحترمهم |
videodaki silahsız adamı durmaksızın döven 4 polis memuru suçsuz bulundu. | Open Subtitles | تم الحكم ببراءة الأربع ضباط الذين تم تصوريهم يضربون رجلا غير مسلح على نحو متكرر |
Ya kendi acılarını azaltmak için oğullarını döven babalar? | Open Subtitles | أو الآباء الذين يضربون أبناءهم ليخففوا بذلك من معاناتهم الشخصية؟ |
Ve ikimizde biliyoruz ki arkadaşlar mecbur kalmadıkça birbirine vurmazlar. | Open Subtitles | وكما نعلم الأصدقاء لا يضربون بعضهم البعض إلا أذا أضطروا لفعل ذلك. |
Kanunda parası olanlara vurmazlar. | Open Subtitles | بالقانون، هم لا يضربون الاشخاص الذين يملكون المال |
Kurbanlarını çeşitli objelerle acımasızca dövüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يضربون ضحاياهم بلا رحمة بآلات غير حادة |
Uyuşturucu işindeler, bahis satıyorlar ve almayanları dövüyorlar. | Open Subtitles | يدونون الرهانات بالطباشير و يسرقون بطاقات اليانصيب و يضربون من أرادوا |
Ben de haberlerde duydum polisler mahallelerde önce vururlar sonra sorgularlarmış. | Open Subtitles | لقد سمعت في الأخبار أنهم يضربون الناس في الأحياء الفقيره هم يطلقون النار أولاً ثم يسألون لاحقاً |
Bu tarafa gel. Kuleden ateş ediyorlar. | Open Subtitles | إرجع إلى هذا الجانب إنهم يضربون من الأبراج |
Birbirlerine çarpan ve sopalarla toplara vuran bir grup yetişkin adam. | Open Subtitles | من فضلك، إنهم مجموعة من الرجال يصفعون أرداف بعضهم البعض و يضربون الكرات بالعصي |
Artı kuzeydeki adamlar çok içer, hepsi kadınlarını döver. | Open Subtitles | بالأضافة الى ذلك الناس الشماليون يشربون كثيرا فهم يضربون نساءهم . |
İnsanlar kafalarını kolonlara falan vuruyor. | Open Subtitles | الناس يضربون رؤوسهم بصناديق البريد |
Bu adamı çok kötü dövüyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يضربون هذا المسكين ضربا مبرحا |
Duydun mu, dışarıda Carl Burnett'i dövüyorlarmış. | Open Subtitles | هل سمعتي أنهم يضربون (كارل بورنيت) في الخارج؟ |
Yasadışı grev yapan memurlara ne olur biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا يحدث لموظفين الحكومة الذين يضربون بطريقة غير شرعية |
Çocuklar birbirlerine vurur. | Open Subtitles | نعم، لقد ضربت طفلاً; الأطفال يضربون الأطفال، ماذا؟ |
dayak yiyen insanlar Şehrin gençleri çıkmış meydana | Open Subtitles | الناس الذين يضربون وسط مدينة جوفي يَخْرجُون مع الضربة |
Evet, bizi çok fena vurdular, ...ve kesinlikle orada yargılanmak için günah bolluğu var. | Open Subtitles | نعم ، حسنا ، انهم يضربون لنا بشكل جيد ، وهناك بالتأكيد وفرة من الخطايا إلى القاضي. |
İnsanları beyzbol sopalarıyla dövmezler. | Open Subtitles | لكنّهم لا يضربون الأشخاص بمضارب كرة القاعدة |