Senin o telefon kulübesinde olacağını biliyordu, demek ki seni takip ediyordu. | Open Subtitles | كان يعرف أنك ستكون في حجيرة الهاتف مما يعني أنه كان يطاردك |
Bir şeyi takip etmenin en kolay yolu, Hoop, Onun senin peşine düşmesini sağlamaktır. | Open Subtitles | أفضل طريقة لمطاردة شيء يا هوب هى أن تجعله يطاردك |
Bak, sadece planın adamı beni öldüremesin ya da senin peşine düşemesin diye öldürmek olmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | اسمع، أريد أن أتأكّد فقط أن الخطة لم تكن قتله حتّى لا يستطيع قتلي أو يطاردك في مكتبك |
Bugün neler olduğunu bilmek istemiyorum zaten umurumda da değil, bilmek istediğim şey niye tek başına dışarılardasın ve bütün herkes senin peşinde? | Open Subtitles | لا أريد أن أعرف بخصوص ما حدث اليوم ولا أكترث، أريد معرفة لمَ تعمل وحدك ولمَ يطاردك الجميع |
Bugün niçin kovalıyor seni? | Open Subtitles | لماذا يطاردك اليوم؟ |
Sanki seni kovalıyormuş da sen de yakalamasını istemiyormuşsun gibi. | Open Subtitles | كأنه يطاردك و لا تريده أن يقبض عليك |
Ofisine dadanan başka hayaletler de var mı? - Seth, ben sadece... | Open Subtitles | هل لديك أكثر من شبح يطاردك في مكتبك |
"Biri seni kapalı garajda takip ederse n'aparsın?" | Open Subtitles | ماذا تفعل بشخص يطاردك خلال مرآب سيارات ؟ |
Paranoya, mantık dışı bir takip edilme korkusudur. | Open Subtitles | الإرتياب هو الشك اللامنطقي أن هناك من يطاردك |
Sen bilmezsin ama her 9-12 yaş arası kurabiye satıcısı çocuk, yedinci sınıftaki erkek arkadaşımı üvey kız kardeşimle yiyişirken yakaladıktan sonra gizlice takip ettiğim gibi gizlice takip edecek seni. | Open Subtitles | قبل أن تعلمين كل بائع كوكيز سوف يطاردك مثلما طاردتُ حبيبي في الصف السابع |
Birisi seni takip ediyormuş gibi bir dikişte bitirdin. | Open Subtitles | لقد ابتلعت ذلك للتو وكأنما شخص ما كان يطاردك |
Dani, o adamın neden peşine düştüğünü öğrenmem lazım. | Open Subtitles | داني ، اريد ان اعرف لماذا كان ذلك الرجل يطاردك |
O yüzden onu kaçıracağım ve diğer herkes senin peşine düşerken onu elimden geldiği sürece hayatta tutacağım. | Open Subtitles | سأحفظها حيّة بكلّ وسيلة ممكنة، بينما يطاردك الجميع كحيوان. |
Böyle bir şeyi yapınca kimsenin senin peşine düşmeyeceğini bilmek. | Open Subtitles | وأنّه يمكنك فعل شئ مثل ذلك، ولا أحد يطاردك بعدها .. |
Peki neden o herif senin peşinde? | Open Subtitles | إذن ، لماذا يطاردك هاذا الشخص ؟ |
Morgan sürekli senin peşinde ve Wallace, ben ve Soto bizler önemsiziz. | Open Subtitles | مورجان) يطاردك دائماً) (و (والاس) و أنا و (سوتو إننا لا أحد |
Seni ta buralara kadar kovalıyor. Biz neredeyiz? | Open Subtitles | ...يطاردك طوال الطريق حتى أين نحن ؟ |
Bu hayalet seni kovalıyormuş gibi geldi bana. | Open Subtitles | يبدو لي أن هذا الشبح يطاردك الآن |
Size dadanan bir Baba Yaga değil. | Open Subtitles | ليس ، بابا ياغا- الذي يطاردك |
Sana musallat olduğuna eminim, çünkü bir şeyleri düzeltmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أنا فعلاً أظن بأنه يطاردك لأنه يرغب في وضع الأمور في نصابها |
Birilerinin seni avlamasına izin vermek sadece onlar hakkında daha çok şey öğrenmeni sağlar. | Open Subtitles | السماح لشخص ان يطاردك هو مجرد وسيلة أخرى لمعرفة المزيد عنها إشارات الهاتف الخليوي تأتي من هنا |